1. üretmek, imal/istihsal etmek, yapmak.
    Canada produces wheat and furs. The factory hasn't begun to produce yet.
  2. meydana getirmek, hasıl etmek, yaratmak, yazmak.
    to produce a book.
  3. doğurmak, tevlit etmek.
    Female sheep produce 1 or 2 lambs at a time.
  4. sağlamak, vermek, temin/tedarik etmek.
  5. Maliye çoğal(t)mak, gelir/kazanç sağlamak, kâr getirmek.
  6. meydana koymak/çıkarmak, ortaya çıkarmak, ibraz/arz etmek, gözönüne koymak.
    to produce evidence.
  7. (piyes/film) sahneye koymak, yapmak, çevirmek.
  8. (çizgiyi) uzatmak, temdit etmek.
  9. ürün/mahsul vermek.
    Good soil will produce fine crops.
  10. sebep olmak.
    His words produced a violent reaction.
  11. ürün, mahsul.
  12. mamul madde, imalât.
  13. hasılat, zerzevat.
  14. döl, yavru.
vekâletnamesini ibraz etmek Fiil
vekâletnameyi ibraz etmek Fiil
istasyona (istendiğinde) tren biletini göstermek Fiil
biletini göstermek Fiil
tarım mahsulleri İsim
tarım mahsullüleri İsim
imalat kapasitesi
üretim kapasitesi
sömürge ürünü
sömürge malları İsim
günlük randıman
süt ve süt ürünleri İsim
süt ürünleri İsim, Hayvancılık
ürün bayii
aşırı mahsullü
aşırı mahsul
çiftlik mahsulü
yabancı ülke ürünü
bahçe mahsullüü
brüt hâsılat
yerli malı
yerli mahsul
doğal ürün
net hâsılat
hammadde
işlenmemiş ürün
tarım ürünleri fiyatlarında ani düşme
üretim fazlası
seri üretim yapmak Fiil
kitap yayımlamak Fiil
lisans vermek Fiil
bir belge ibraz etmek Fiil
bir belge ibraz etmek Fiil
film yapmak Fiil
sahte vasiyetname sunmak Fiil
sahte vasiyetname düzenlemek Fiil
çok meyve vermek Fiil
yeni bir oyun sahneye koymak Fiil
acı çekiyormuş izlenimi uyandırmak Fiil
fotoğraf çekmek Fiil
vekâletname ibraz etmek Fiil
vekâletname vermek Fiil
bir mahpusu hakimin huzuruna çıkarmak Fiil
bir duygu uyandırmak Fiil
kıvılcım çıkarmak Fiil
bir firmayı çalışamaz duruma getirmek Fiil
tanık göstermek Fiil
tanık getirmek Fiil
hesapları denetim için göstermek Fiil
mahsullü avansı
mahsul avansı
bir aktrisi sahneye çıkarmak Fiil
yan etkisi olmak Fiil
suç işlendiğinde başka yerde olduğunu ortaya koymak Fiil
suçun işlendiği zaman o yerde bulunmadığını ispat etmek Fiil
etki yaratmak Fiil
bir icatta bulunmak Fiil
bir icat yapmak Fiil
rantabl bir şekilde üretmek Fiil
zahire komisyoncusu
ürün komisyoncusu
zahire ticareti
zahire tüccarı
temettü getirmek Fiil
kanıtlayıcı belge göstermek Fiil
bir iddiayı ispatlamak için belge göstermek Fiil
bir iddiayı destekleyici belgeler ibraz etmek Fiil
bir iddayı belgeyecek belgeler göstermek Fiil
birine iş vermek Fiil
delil göstermek Fiil
zahire borsası
emtia borsası
ihracat için üretmek Fiil
ihracat için üretmek Fiil
malları makinayla üretmek Fiil
iyi mahsul vermek Fiil
faiz getirmek Fiil
mal kredisi
esas ihracata yönelik mal üretmek Fiil
ürün piyasası
metaller dışındaki malların işleme konu olduğu piyasa
mahsullü piyasası
toprak mahsulleri tüccarı
toprak mahsullüleri tüccarı
ürün komisyoncusu
toprak mahsulleri komisyoncusu
toprak mahsullüleri komisyoncusu
bir buluşun semeresi
toprak mahsulleri İsim
toprak mahsullüleri İsim
memleketin mahsullüü
ürün fiyatları İsim
bir tutukluyu yargıcın önüne çıkarmak Fiil
kâr getirmek Fiil
karşı delil göstermek Fiil
karşıt kanıt göstermek Fiil
nedenler göstermek Fiil
birçok kanıt getirmek Fiil
durgunluk yaratmak Fiil
tanık göstermek Fiil
bir ifadeyi kanıtlayacak tanık sağlamak Fiil
bir ifadeyi teyit edecek tanık göstermek Fiil
bir beyanın kanıtlarını sunmak Fiil
toprak mahsullüleri ticareti
toprak mahsulleri ticareti
ambara konulan eşyanın belgesi
ham ürünler
% 5 getirmek en hisseler İsim
toptancı mahsullü piyasası
toptancı mahsul piyasası