1. (a) dikivermek, çabucak dikmek.
    She ran up a new blouse in a couple of evenings. (b) (borç vb.)
    birikmek, çoğalmak, yığılmak.
    running up huge debts. (c)
    (bayrak) çekmek, yükseltmek.
    They ran up the national flag in honor of the victory. (d) alelacele yapmak/inşa etmek, yapıp çatıvermek.
yüksek meblağlı fatura düzenlemek Fiil
bayrak çekmek Fiil
veresiye almak Fiil
(Br) borca girmek Fiil
(Br) US meyhanede hesaba yazdırmak Fiil
(a) hızla çarpmak, toslamak.
The car ran up against a tree. (b) tesadüfen karşılaşmak, rastgelmek.

I ran up against old Bill in the market. (c)
k.d. (belaya) çatmak, (zorlukla) karşılaşmak.
I thought we would be successful, but we ran up against a lack of money.
güçlüklerle karşılaşmak Fiil
aniden güçlüklerle karşılaşmak Fiil
biriyle çatışmak Fiil
veresiye satın almak Fiil
biriken borçlar İsim
borç biriktirmek Fiil
para arzında artış
binleri bulmak Fiil
(US) fiyatların yükselmesi
açık artırma da artırmak Fiil
(açık artırma) fiyatı yükseltmek Fiil
maliyetleri yükseltmek Fiil
bayrak çekmek Fiil
tutmak Fiil
baliğ olmak Fiil
çıkmak Fiil
50 peni ile bir sterlin arası değişmek Fiil
birini şehre götürmek Fiil
kalkış pisti