Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim (a) durum, vaziyet, hal, keyfiyet.
    to explain the situation: durumu izah etmek.
    embarrassing
    situation: can sıkıcı/müşkül durum.
    to find oneself in an unfortunate situation: müessif/acıklı bir duruma düşmek. (b) özel durum, kritik vaziyet.
  2. İsim yer, mevki, mahal.
  3. İsim iş, görev, vazife, memuriyet.
    to get a situation: iş bulmak, memuriyete girmek.
    to be out of
    a situation: işsiz kalmak.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

be too good for one's situation
bulunduğu mevkiden çok daha iyisine layık olmak Fiil
leave one's situation
işini bırakmak Fiil
suit one's words to the situation
ağız kullanmak Fiil
(coal) stocks situation
kömür stok durumu
a terrible situation
feci bir durum
according to the exigencies of the situation
durum ne gerektiriyorsa
application for a situation
iş başvurusunda bulunmak Fiil
apply for a situation
iş başvuru sunda bulunmak Fiil
assess a situation
durumu değerlendirmek Fiil
audit situation
denetim durumu
audit situation
denetim sitüasyonu
badly paid situation
düşük ücretli iş
be a touch- and-go situation
çok tehlikeli durumda olmak Fiil
be in a poor (weak) financial situation
mali durumu kötü olmak Fiil
be in an embarrasing situation
güç durum da kalmak Fiil
be master of the situation
duruma hâkim olmak Fiil
be out of touch with the political situation
siyasi durumdan haberi olmamak Fiil
be tailor made to meet a special situation
bir durum için tam aranan şey olmak Fiil
business situation
iş durumu
cash situation
likidite durumu
Catch-22 situation
içinden çıkılmaz durum
change of the situation
durumun değişmesi
coal stocks situation
kömür stok durumu
come to terms with a difficult situation
güç bir duruma hâkim olmak Fiil
comical action or situation
komiklik
commentary on the political situation
siyasal durum hakkında rapor
competitive situation
rekabet durumu
conflict situation
çatışma durumu
conflict situation
anlaşmazlık durumu
confrontation situation
yüzleştirme durumu
cope with a situation
bir durumla baş etmek Fiil
credit situation
kredi politikası durumu
crisis situation
kriz durumu
critical situation
acil durum
dangerous situation
varta
debt situation
borç durumu
delicate situation
nazik durum
demographic al situation
nüfus durumu
disaster situation
felaket durumu
discuss the situation
durumu tartışmak Fiil
discuss the situation
durum müzakeresi yapmak Fiil
discuss the situation
müzakere etmek Fiil
earnestness of the situation
durumun ciddiliği
ease the economic situation
ekonomik durumu düzeltmek Fiil
economic situation
ekonomik durum
emergency situation
acil durum İsim
escape from a dangerous situation
vartayı atlatmak Fiil
exploit a market situation
bir piyasa durumundan yararlanmak Fiil
exploiting a market situation
bir piyasa durumundan yararlanma
external economic situation
dış ekonomik durum
extraordinary situation
fevkalade durum
financial situation
ihtiyaç durumu İsim
financial situation
mali durum
financial situation
maddi durum İsim
fiscal situation
mali durum
food situation
gıda maddeleri durumu
foreign situation
dış politik durum
general situation
genel durum
government situation
devlet memurunun mevkii
grave situation
ciddi durum
gravity of the international situation
uluslararası durumun ciddiyeti
handle a situation
bir durumu ele almak Fiil
have a good grip of the situation
durumu iyice kavramak Fiil
hazardous situation
tehlikeli durum
hold a situation
bir mevkide olmak Fiil
hold a situation
mevkii işgal etmek Fiil
hold a situation
mevki işgal etmek Fiil
hold an official situation
resmi bir mevki işgal etmek Fiil
impossible situation
olmayacak durum
improvement in the situation
(siyasi) durumun düzelmesi
interest rate situation
faiz oranı durumu
job situation
iş pazarı durumu
labor situation
iş piyasasının durumu İsim
legal situation
hukuki durum İsim, Hukuk
legal situation
kanuni durum
local political situation
iş siyaset durumu
local situation
bölgesel durum
make the most of a situation
durumdan elden geldiği kadar yararlanmak Fiil
manpower situation
işgücü durumu
market situation
piyasa durumu
market situation
piyasanın durumu
master a situation
duruma hâkim olmak Fiil
master a situation
bir duruma hâkim olmak Fiil
monetary situation
para durumu
monetary situation
parasal durum
money market situation
para piyasası durumu
out of a situation
işsiz
outface a situation
meydan okumak Fiil
outface a situation
bir duruma karşı durmak Fiil
pass off an awkward situation
zor bir durumu atlatmak Fiil
patent situation
patent durumu
permanent situation
daimi iş
political situation
politik durum
poor market situation
kötü piyasa durumu
price situation
fiyat durumu
process someone for a particular situation
birini belli bir mevki için yetiştirmek Fiil
profit situation
kâr durumu
r o situation
uluslararası durum
remedy a situation
bir durumu düzeltmek Fiil
remedy a situation
bir duruma çare bulmak Fiil
report on the situation
durum raporu
sales situation
satış durumu
save the situation
durumu kurtarmak Fiil
security situation
güvenlik durumu
security situation
(politika) güvenlik durumu
stock market situation
borsanın durumu
stock-market situation
hisse senedi piyasası durumu
supply situation
tedarik durumu
survey the international situation
uluslararası durumu gözden geçirmek Fiil
survey the international situation
uluslararası durumu değerlendirmek Fiil
take in a situation
bir durumu bütün sonuçlarıyla kavramak Fiil
tense situation
gergin durum
ticklish situation
nazik durum
to save the situation
âcil bir duruma çare bulmak, sıkışık bir anda (Hızır gibi) yetişmek.
touch- and-go sort of situation
çok tehlikeli durum
try to cope with a situation
bir durumla baş etmeye çalışmak Fiil
trying situation
güç durum
turnover situation
ciro durumu
urgency of the situation
durumun aciliyeti İsim
vacant situation
münhal yer
very complicated situation
kördüğüm
very troublesome situation
iğneli fıçı
views on the situation
durum hakkında görüşler İsim
what is her assesment of the situation
durumu nasıl değerlendiriyor ?
world economic situation
dünya ekonomik durumu
world- economic situation
dünya ekonomik durumu
world situation
dünya durumu
situation analysis
durum analizi İşletme
situation comedy
durum komedisi, yanlışlıklar/anlaşmazlıklar komedisi.
situation full of potentialities
çok şey vaat eden mevki I
situation in danger
tehlikeli durum
situation in which everything is expensive
pahalılık
situation map
durum planı
situation out of the common
seyrek rastlanan durum
situation report
(en son askerî) durum raporu.
situation room
(askerî/siyasî) istihbarat merkezi/odası.
situation wanted
iş arayan
find a situation abroad
memleket dışında bir iş bulmak Fiil
find a situation abroad
yurtdışında iş bulmak Fiil
get through a dangerous situation successfully
tehlike atlatmak Fiil
handle a situation in a masterly manner
bir durumu ustaca idare etmek Fiil
have a situation under control
bir durumu kontrol altında tutmak Fiil
have the situation in hand
duruma hâkim olmak Fiil
invest the situation with additional horrors
durumu daha da korkunç yapmak Fiil
make a bad situation worse
tüy dikmek Fiil
make an established situation official
resmilik resmiyete dökmek Fiil
special situation investment
özel durum yatırımı
stand at attention ; to save the appearances ; to save the situation .
vaziyet almak vaziyeti kurtarmak Fiil
sum up the situation at a glance
durumu bir bakışta özetlemek Fiil
the economic situation (of a country
konjonktür
the situation allows of no delay
bu gecikmeye gelmek mez
the situation is under control
durum kontrol altında
well- situation business
mevkii iyi iş
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

situation uluslararası durumun genel bir değerlendirmesini yapmak
to make a general survey of the international Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.