(bir konuda) fikrini söylemek/açıklamak, oy/fikir beyan etmek.
davranışını haklı çıkarmaya başlamak
Fiil
düşündüğünü açıkça/çekinmeden söylemek.
açık ve isabetli konuşmak
Fiil
yerinde söz söylemek
Fiil
kendi fikrini belirtmek
Fiil
evlenme teklifi yapmak
Fiil
aklından geçeni söylemek
Fiil
birini memnun etmek için düşündüğünden başka türlü ağız kullanmak
Fiil
düşüncelerini açıkça söylemek.
söz hakkından vazgeçmek
Fiil
oylama ve serbest konuşmaya hakkı olmak
Fiil
oylamaya ve serbest konuşmaya hakkı olmak
Fiil
söyleyecek sözü olmak
Fiil
gûya, sanki, âdetâ, sözde, sözün gelişi, tabir caizse.
bir şey hakkında konuşmak
Fiil
şundan bundan konuşmak
Fiil
önerge aleyhinde konuşmak
Fiil
önerge aleyhinde konuşmak
Fiil
birinin aleyh inde konuşmak
Fiil
bir konu üzerinde açılarak konuşmak
Fiil
bir konu üzerinde enine boyuna konuşmak
Fiil
konu üzerinde enine boyuna konuşmak
Fiil
bir konu üzerinde epey bir süre konuşmak
Fiil
bozuk ingilizce konuşmak
Fiil
resmï ve talimat gereğince konuşmak, ezbere konuşmak.
açık ve sarih konuşmak
Fiil
incitici sözler söylemek
Fiil
haysiyet kırıcı konuşmak
Fiil
küçük düşürücü şekilde konuşmak
Fiil
birini yerici konuşmak
Fiil
küçük düşürücü tavırla konuşmak.
İngilizce'yi ve Fransızca'yı aynı kolaylıkta konuşmak
Fiil
ingilizce ve fransızca'yı aynı rahatlıkla konuşmak
Fiil
İngilizceyi hafif Fransız şivesi ile konuşmak
Fiil
biri hakkında kötü konuşmak
Fiil
hazırlanmadan konuşmak
Fiil
dostça konuşmak, yaklaşıp söz açmak.
iyi Fransızca konuşmak
Fiil
bülbül gibi konuşmak
Fiil
(a) lehinde konuşmak, savunmak, (b) … adına/namına konuşmak, (c) seçmek, ayırtmak, rezerve etmek.
The first 200 cars of this new model have already been spoken for. (d) açıkça göstermek, ispat etmek, tanıklık yapmak.
That speaks well for his perseverance: Bu onun sebatını ispat eder.
a fine job which speaks well for the workers and for the company. (e)
speak for itself/themselves: apaçık, meydanda, fazla söze/izaha gerek yok.
The facts speak for themselves: Durum apaçık/meydanda, hakikat ortada.
haklı bir gaye uğruna konuşmak
Fiil
bir şey hakkında fikir beyan etmek
Fiil
daha geniş milli bir programa dayanarak konuşmak
Fiil
birinin hakkında övgüyle konuşmak
Fiil
biri hakkında övgüyle konuşmak
Fiil
aleyhinde konuşmak, iftira etmek, kötülemek.
fazla süslü bir dille konuşmak
Fiil
alçak sesle konuşmak
Fiil
tumturaklı bir dil ile konuşmak
Fiil
kaba bir şekilde konuşmak
Fiil
birinin adına konuşmak
Fiil
biri hakkında övgülü sözler söylemek
Fiil
birini göklere çıkarmak
Fiil
birinden sitayişle bahsetmek
Fiil
birinin lehinde konuşmak
Fiil
birinin sözünü kesmek
Fiil
birinin lehinde konuşmak
Fiil
bir önergenin lehinde konuşmak
Fiil
birinin lehinde konuşmak
Fiil
bir şeyi desteklemek
Fiil
kısa cümlelerle konuşmak
Fiil
birinden sitayişle bahsetmek
Fiil
biri hakkında yüksek perdeden konuşmak
Fiil
(US) irticalen konuşmak
Fiil
gayrı resmi konuşmak
Fiil
elinde yazılı metin olmadan konuşmak
Fiil
gündem hakkında konuşmak
Fiil
isminin açıklanmaması şartıyla konuşmak
Fiil
televizyonda konuşmak
Fiil
televizyon da konuşmak
Fiil
gündem konusunda konuşmak
Fiil
açıkça söylemek, yüksek sesle /çekinmeden/serbestçe söylemek/konuşmak, herkese söylemek/yaymak.
sıra gelmeden konuşmak
Fiil
ülke çapında bütün radyo yayınlarında konuşmak
Fiil
bir çok dil konuşmak
Fiil
asıl meseleden söz etmek
Fiil
asıl meseleden sözetmek
Fiil
genizden/burundan konuşmak.
geçen bir gemi ile flamalarla konuşmak
Fiil
geçen bir gemiyle flamalarla konuşmak
Fiil
birine bir işten söz etmek
Fiil
biriyle özel olarak konuşmak
Fiil
konu üzerinde konuşmak
Fiil
(a) konuya bağlı kalmak, (b) yerinde/isabetli söz söylemek, öz konuşmak.
konudan dışarı çıkmamak
Fiil
düzeltmeler yapılmaya açık kaydıyla konuşmak
Fiil
(a) yüksek sesle konuşmak.
speak up, please: I can't hear you. (b) çekinmeden/açıkça söylemek.
He spoke up in defence of his political beliefs. speak up for someone: birinin lehinde konuşmak.
açıkça ve tam olarak anlatmak/belirtmek, apaçık belli etmek, manidar olmak.
birinin hayırseverliğini anlata anlata bitirememek
Fiil
alçak sesle konuşmak
Fiil
durumu bilerek konuşmak
Fiil
bir şeyin aslını esasını bilerek konuşmak
Fiil
bir dili anadiliymiş gibi telaffuz etmek
Fiil
kontrol suz konuşmak
Fiil
notlara başvurarak konuşmak
Fiil
notlara başvurmadan konuşmak
Fiil
Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
Cümle
birini gerçeği konuşmaya teşvik etmek
Fiil
konuşma ve oy vermeye yetkisi olmak
Fiil
Böyle konuşmak sana yakışmıyor.
kayda değer bir şey olmamak
Fiil
birini (överek) göklere çıkarmak.
bahsetmeye değer, önemli, ehemmiyetli, zikre değer.
The country has no mineral resources to speak of.
harbi konuşmak (argo)
Fiil