Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Sıfat sıkı.
    a strict observance of rituals.
  2. Sıfat çok titiz, dikkatli, ciddî, sert, şiddetli, müsamahasız.
    strict laws. a strict judge.
  3. Sıfat tam, eksiksiz, mutlak, derin, koyu.
    a strict translation: tam/eksiksiz tercüme.
    strict silence:
    derin sükût.
    strict truth: mutlak hakikat.
    in the strictest sense of the word: kelimenin tam anlamıyle.
  4. Sıfat kesin, kat'î, noksansız, harfi harfine.
    a strict statement of the facts.
  5. Sıfat iyice tanımlanmış/belirlenmiş.
  6. Sıfat sofu, mutaassıp, koyu.
    He is a strict Moslem: Koyu bir Müslümandır.
  7. Sıfat, Botanik dik, dimdik, doğru.
  8. Sıfat dar, sıkışık.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

strict security measures
yoğun güvenlik önlemleri İsim
strict application
kesin uygulama
strict censorship
sıkı sansür
strict confidence
tam güven
strict construction
dar yorum
strict construction
kanunun tamamıyla lafzına sadık kalınmak suretiyle yapılan yorum
strict construction
dar anlam
strict control
sıkı kontrol
strict cost price
tam hesaplanmış üretici maliyet fiyatı
strict discipline
sıkı disiplin
strict foreclosure
kanunen hakkın sukutu
strict instruction
kesin talimat
strict law
katı kanun
strict liability
bir kimsenin kasıt ya da ihmal olsa da bir kaza sonucu zarara uğrayan şahsın kayıplarını tazmin etme yükümlülüğü
strict liability
kötü niyet ya da ihmal olmasa bile
strict liability
bir kişinin
strict liability
bir kaza sonucu zarar gören kimseye tazmin etme yükümlülüğü
strict liability
kusursuz sorumluluk İsim, Hukuk
strict observance
harfi harfine riayet
strict observance
harfiyen uyma
strict observer of etiquette
görgü kurallarını yakından izleyen
strict order
kesin talimat
strict principle solid fuel
katı yakıt
strict rule
sıkı kural
strict seclusion
tam tecrit
strict statement of facts
gerçeklerin tam olarak ifadesi İsim
strict time limit
hak düşürücü mühlet
strict time limit
hak düşürücü süre
be a strict disciplinarian
sıkı disiplinci olmak Fiil
be a strict timekeeper
randevusuna tam saatinde gelmek Fiil
be married in strict privacy
gizlice evlenmek Fiil
be put to strict proof
kesin kanıt ile ispatlanması gerekmek Fiil
be strict in the matter of discipline
disiplin konusunda sıkı olmak Fiil
decree of strict foreclosure
rehnin paraya çevrilmesi kararı
follow a strict diet
sıkı rejim yapmak Fiil
having strict discipline
disiplinli
hold someone under strict control
birini sıkı kontrol altında tutmak Fiil
in strict confidence
gizli olarak
in strict privacy
tam bir gizlilik içinde
in strict secrecy
tam gizlilik
in the strict sense
dar anlamda
in the strict sense of the word
kelimenin dar anlamında
keep a strict account of expense
titizlikle kaydını tutmak Fiil
keep a strict watch on sb
birine göz kulak olmak Fiil
keep strict silence
çıt çıkarmamak Fiil
keep to a strict diet
sıkı bir rejim yapmaya devam etmek Fiil
lay strict instructions on sb
birine sıkı sıkı talimat vermek Fiil
lay strict instructions to sb
birine sıkı sıkı talimat vermek Fiil
observe strict secrecy
hiç sır vermemek Fiil
preserve strict confidence
kesin güvenini yitirmek Fiil
tell someone something in strict confidence
birine bir şeyi hiçbir surette açıklamaması şartıyla söylemek Fiil
too give strict injunctions to sb
birine kesin emirler vermek Fiil
treat in strict confidence
mahrem olarak ele almak Fiil
under strict control
baskı altında
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.