1. değiş-tokuş, trampa, bedel olarak verilen (eşya/mal).
    We used our old car as a trade-in for the new
    one: Eski arabamızı verip (fiyat farkını ödeyerek) yenisini aldık.
    trade-in value/price: değiş-tokuş değeri/fiyatı.
    trade-in terms: değiştokuş şartları.
  2. takas, mal mübadelesi, aynî mübadele.
bir satıcı tarafından saptanan ve satılan malın ne kadarının mal ile ödenebileceğini gösteren değer
eskisini verip fiyat farkını ödeyerek yenisini almak.
I traded in my car.