1. beste, hava, nağme, melodi.
  2. âhenk, düzen, uygunluk, akort.
  3. hal, mizaç.
  4. akort etmek.
  5. âhenk vermek, âhenkle çalmak.
  6. düzeltmek, düzen vermek, düzene sokmak.
  7. âhenkli olmak, sesi uymak.
  8. ayarlamak, muntazam işler hale getirmek.
çevresiyle uyum içinde olmak Fiil
nağmeyi/makamı değiştirmek, ağız değiştirmek, fikrinden/sözünden/kararından dönmek, alçaktan almak.
pişman/nadim olmak.
You say you won't speak to me again, but you'll soon change your tune.
ağız değişikliği
ince ayar İsim
ağız değiştirme
akord akort etmek Fiil
akortlu olmak Fiil
keyifsiz olmak Fiil
ahenksiz olmak Fiil
akortsuz olmak Fiil
borusu ötmek Fiil
tam notasına/usulüne göre şarkı söylemek.
duyguları okşayan ezgi
fikrini değiştirmek Fiil
başka bir tutum benimsemek Fiil
tutumunu değiştirmek Fiil
davranışlarını değiştirmek Fiil
birinin emrinde olmak Fiil
Ben ona gösteririm/dünyanın kaç bucak olduğunu anlatırım.
uygun, âhenkli, akortlu.
vücudu formunda tutmak Fiil
ahenksiz
detone
ayarsız, akortsuz, uygunsuz, âhenksiz, düzensiz.
fahiş fiyat ödemek Fiil
herkesin ağzında dolaşan melodi
hal ve tavrını/düşüncelerini tamamen değiştirmek.
başka bir hava çalmak Fiil
detone olmak Fiil
nakarat
laytmotif
düzensiz
parayı veren düdüğü çalar
ıslıkla çalmak Fiil
sesi bastırmak.
belirli bir frekansa/istasyona ayarlamak.
tune in to a station: bir radyo istasyonuna ayarlamak.
(a) istasyona tam ayarlamak, ince ayar yapmak, (b)
argo yüz çevirmek, ilişkiyi kesmek.
(a) çalgıları akort etmek, (b) (motor vb.) ayarlamak, düzgün işler hale getirmek.
otomobil (satış için) ayarlamak Fiil
otomobil (satış için) toplamak Fiil
bir arabayı revizyona sokmak Fiil
50 sterlin'lik cezaya çarptırılmak Fiil
zaten tam kapasite işlemekte olan bir ekonominin ince ayarını yapmak Fiil
fiyatına.
to the tune of $50: elli dolara.
beş milyon dolara kadar