Sıfat uyuşmaz, uzlaşmaz, uzlaşmaya/anlaşmaya yanaşmaz, inatçı, dik kafalı, bildiğinden şaşmaz, sözünden dönmez, eğilmez, dediği dedik, sabit kadem, fikir ve ilkelerinden dönmez, kesin.
He has uncompromising opinions about what is right. I hated to see her taking this hard, uncompromising attitude. He is an uncompromising opponent of the war.