(a) heyecanlandırmak, sevindirmek, (b) ısıtmak.
işine olan ilgisi artmak
Fiil
sıcak tutacak birşeyler giymek
Fiil
bir iş olanağına sıcak bakmak
Fiil
sıcak tutan giysiler
İsim
sıcak yemek
İsim, Gıda ve Mutfak
bir konuda hararetli tartışmak
Fiil
ateş karşısında ısınmak
Fiil
bir oyundaki heyecanlı sahne
sıcak kesim: sıcak ve soğuk hava kitleleri arasındaki bölge.
İsim
birinin ısınmasını sağlamak
Fiil
birinin içini ısıtmak
Fiil
sıcak başlatma
Bilgi Teknolojileri
sıcak başlama (bir iş döneminin başlangıcında bir bilgisayar istasyonunun çalışmaya başlaması
(sporda) yedek oyuncu olarak beklemek.
Bill has been warming the bench for three football seasons; he hopes that the coach will let him play this year.
bir konuya ilgi duymak
Fiil
bir konuyla ilgilenmeye başlamak
Fiil
bir fikre sıcak bakmaya başlamak
Fiil
bir fikri benimsemeye başlamak
Fiil
birinden hoşlanmaya başlamak
Fiil
birşeyden hoşlanmaya başlamak
Fiil
(a)yarışa başlamadan hafif idman yapmak, (b) (motor) ısıtmak/ısınmak, (c) (konserden/temsilden önce)
son bir deneme yapmak, (d) sıkı fıkı olmak, kaynaşmak, samimiyeti artırmak.
sahneye önce çıkıp seyirciyi hazırlamak
Fiil
ön grup olarak çıkmak
Fiil
birinden hoşlanmaya başlamak
Fiil
birşeyden hoşlanmaya başlamak
Fiil
birine karşı yakınlık duymak
Fiil
(a) hararetle karşıla(n)mak, (b)
mec. geldiğine geleceğine pişman olmak/etmek.
bir konu üzerinde yapılan tartışmada hiddete kapılmak
Fiil
.: anasından emdiğini burnundan getirmek.
anasından emdiğini burnundan getirmek
Fiil