1. İsim, Geometri nokta
  2. İsim sivri uç.
    at gun point = at the point of a gun: silah tehdidiyle.
    He forced the prisoner at
    gun point to stand against the wall.
  3. İsim çıkıntı, uzantı, burun, denize uzanan kara.
    a point of land.
  4. İsim uç, sivri uçlu şey.
    a point pen.
  5. İsim, Geometri nokta.
    point of intersection: kesişme noktası
  6. İsim (belirli) yer, mahal.
    This the point where the car hit the pedestrian.
  7. İsim, Denizcilik kerte, pusula taksimatından herbiri.
  8. İsim derece, taksimat üzerinde belirli bir nokta, bir olayın/sürecin başlangıcını bildiren sayı.
    the boiling
    /freezingpoint of water.
  9. İsim (belirli bir) an.
    At this point, two new persons entered: Tam bu anda içeri iki kişi girdi.
  10. İsim buhranlı an, sıra, esna, süre.
    at/on the point of: ânında, esnasında, sırasında.
    at the point
    of death: ölmek üzere iken.
    critical point: nazik/buhranlı an, tehlikeli/kritik dönem.
  11. İsim (anlaşılması/dikkat edilmesi gereken) önemli husus/şey/nokta.
    He has some good points in his argument:
    İtirazında bazı önemli/isabetli noktalar var.
    at all points: her hususta, her bakımdan.
  12. İsim gaye, maksat, hedef, amaç.
    What is your point? Maksadınız nedir?
    What's the point of doing
    this? Bunu yapmaktan maksat ne?
    carry/gain one's point: gayesine ulaşmak, istediğini elde etmek.
  13. İsim noktai nazar, ileri sürülmek istenen fikir/husus/maksat, söz konusu, konu.
    point of view: görüş
    noktası, noktai nazar.
    beside the point: konu dışında, yersiz.
    It is not the point: Maksat o değil.
    come/get to the point: sadede dönmek, asıl konuya gelmek.
    point of order: içtüzüğe uygunluk konusu.
    at all points: her hususta, her bakımdan.
    cardinal point: esas maksat/konu.
  14. İsim öğüt, bilgi, malûmat.
  15. İsim nazarı itibara alınması gereken husus/ özellik/nitelik/taraf.
    his strong/weak point: onun kuvvetli/zayıf
    tarafı.
    point of honor: şeref meselesi.
  16. İsim, Fonetik ses değişimi işareti.
  17. İsim parça, eleman.
  18. İsim, Matematik tam sayı ile kesri ayırmak için araya konulan nokta (Türkiyede bunun yerine virgül kullanılır).
    ten
    point six (10.6): on virgül altı.
  19. İsim (ölçme/değerlendirme) birim, sayı, puan.
  20. İsim (zar oyununda) kazanabilmek için tutturulması gereken sayı (ilk atışta 7 ve 11 hariç).
    Your point is 4.
  21. İsim geyik boynuzunun dalı.
  22. İsim, Spor (a) kır koşusu, (b) sayı, puan.
  23. İsim (eğitimde) not, puan.
  24. İsim (noktalama işareti olarak) nokta.
  25. İsim, Elektrik-Elektronik (a) kontak ucu, (b)
    Brit. priz.
  26. İsim (borsa) hisse senedi fiyat birimi, birim.
  27. İsim (kuyumculukta) ağırlık birimi: 1/100 karat.
  28. İsim, Askerlik2 (a) ileri karakol veya artçı koruma birliği, (b) süngü muharebesinde) vuruş, saplama.
  29. İsim, Matbaacılık 1/72 inçlik aralık ölçüsü.
  30. İsim kâğıt kalınlığı ölçüsü: 0.001 inç.
  31. İsim
    point lace ile ayni anlama gelir. iğne ucu oya.
  32. İsim işaretleme, işaret etme, gösterme.
  33. İsim kurdele, kordon.
  34. Fiil yöneltmek, çevirmek, tevcih etmek (parmak, silah vb.).
    point a gun: tüfekle nişan almak.
  35. Fiil
    point out: göstermek, işaret etmek.
    point the way: yol göstermek/tarif etmek.
    to point
    out the mistakes: hataları göstermek.
  36. Fiil
    point out: belirtmek, tebarüz ettirmek, kanıtlamak, dikkati çekmek, ihtar etmek.
    to point out
    advantages: yararlarını belirtmek.
    Let me to point out that: Şu hususu belirteyim ki …
    I want to point one or two facts: Dikkatinizi bir iki hususa çekmek isterim.
    He pointed out to me that I was wrong: Yanıldığımı kanıtladı.
  37. Fiil sivriltmek.
  38. Fiil noktalamak, noktalarla işaretlemek.
  39. Fiil, Fonetik harfler üzerine ses işaretleri koymak.
  40. Fiil
    pointoff: nokta/virgül ile ayırmak.
    point off three figures in your answer.
  41. Fiil
    point up: vurgulamak, etkisini artırmak, önemle üzerinde durmak.
    to point up the necessity for caution.
  42. Fiil (av köpeği) durup yüzünü dönerek avın yerini göstermek, ferma etmek.
  43. Fiil (duvar taşları arasını) çimento/harç ile doldurmak, derzetmek.
  44. Fiil
    point at: parmakla göstermek.
    point one's stick at sth: bir şeyi değnekle göstermek/işaret etmek.
  45. Fiil (bir şeye) dikkatini çekmek.
    point a moral: (kıssadan) hisse çıkarmak, ahlâk dersi çıkarmak.
  46. Fiil (hedefe) nişan almak.
  47. Fiil göstermek, delâlet etmek.
    All the evidence point to his guilt: Bütün deliller onun suçlu olduğunu
    gösteriyor.
    It all points to the fact that: Bütün bunlar bizi şu sonuca ulaştırıyor/bize gösteriyor ki …
  48. Fiil (bir yöne) dönmek, yüzünü çevirmek.
  49. Fiil, Denizcilik rüzgâra karşı seyretmek.
baz puan İsim, Ekonomi
onbinde bir İsim, Ekonomi
amacına ulaşmak Fiil
kendi fikrini kabul ettirmek Fiil
fikrinin doğruluğunu kanıtlamak Fiil
amacına erişmek Fiil
bir noktayı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde anlatmak Fiil
meramını anlatmak Fiil
birine kendi fikrini zorla kabul ettirmek Fiil
fikri üstünde ısrar etmek Fiil
fikrinde ısrar etmek Fiil
düşüncesinde ısrar etmek Fiil
maksadını belirtmek/anlatmak/açıklamak.
He made his point: Maksadını belirtti.
rakibini bir nokta da yakalamak ve yenmek Fiil
rakibini bir noktada yakalamak ve yenmek Fiil
birini parmağıyla göstermek Fiil
kendi görüşünü zorla kabul ettirmek Fiil
görüş açısı üzerinde ısrar etmek Fiil
fikrinde ısrar etmek Fiil
hayatında dönüm noktasına gelmek Fiil
konuşmasında bir konuya sonradan geri gelmek Fiil
konuya bağlı kalmak Fiil
yerinde söz söylemek Fiil
açık ve isabetli konuşmak Fiil
bakış açısı İsim
menkul değerler piyasasının fiyat imtiyazı olmadan yapılan yeni teklifleri reddettiği nokta
yangın gibi durumlarda insanların toplanabileceği yer
esas nokta (topçuluk
harekât çıkış noktası İsim
fiyatların düştüğü an
başlangıç noktası İsim
ikili sayı noktası İsim
mutluluk noktası İsim
(US) sınır istasyonu
başa baş noktası İsim
başabaş noktası İsim, Muhasebe
kırılma noktası İsim
altın noktası İsim
altın ithal ve ihraç noktası İsim
esas sorun
dört esas yönden her biri
ana yön
göbek
merkez
merkez
kontrol noktası İsim
esas nokta
bağlama noktası İsim
temas noktası İsim
çekişmeli bir husus
buluşma noktası İsim
koordinasyon noktası İsim
metinin mesajı
metnin mesajı
kavrama noktası İsim, Ulaşım
geçiş yeri
geçiş noktası İsim
dönüm noktası İsim
kesme noktası İsim, Ulaşım
müzakere konusu
ondalık noktası İsim
ondalık ayırıcı Bilgi Teknolojileri
başlangıç noktası İsim
dağılma noktası İsim
görüntü öğesi Bilgi Teknolojileri
bityeniği
çizgi
bırakılan nokta Bilgi Teknolojileri
sınır kapısı
giriş noktası İsim, Bilgi Teknolojileri
giriş tarihi
hasar fazlası reasüransında kullanılan terim olup reasüransın yürürlüğe girdiği noktayı ifade eder
otobana çıkış noktası İsim
başka istasyonlara gönderilen radyo ya da televizyon programının çıkış kaynağı
incelik
nükte
sabit nokta
sabit noktalı Bilgi Teknolojileri
bağlama noktası İsim
alev noktası İsim
odak noktası İsim, Optik
gönderildiği yer
sınır noktası İsim
ölçme noktası İsim
ölçme noktası İsim
(taşımacılık) çıkış noktası İsim
başlangıç noktası İsim
ekleme noktası (araya) Bilgi Teknolojileri
kesişme noktası İsim
yük kavşak noktası İsim
ana nokta
kıyıortay nokta
su götürür mesele
düğüm noktası İsim
düğüme ait
(bankacılık) şube
parite noktası İsim
kalem ucu İsim
puan İsim, Matematik
kilit nokta
değerlendirme puanı
(Fr) bir çok sokağın birleştiği nokta
örnekleme noktası İsim
doyma noktası İsim
üzerinde önceden mutabakata varılmış durak yeri
üzerine dokununca acı veren nokta
sızlayan nokta
altın ihraç ve ithal noktası İsim
hareket noktası İsim
başlangıç noktası İsim
çıkış noktası İsim
stratejik nokta
güçlü olunan nokta
kişinin kuvvetli yanı
ince nokta
nükte
destek noktası İsim
destek noktası (merkez bankasının ulusal parayı desteklemek amacıyla müdahale etmesi gerektiği nokta
karakteristik nokta
zayıf nokta
en yüksek nokta
aktarma noktası İsim
transit noktası İsim
nirengi noktası İsim
yük boşaltma noktası İsim
birleşme noktası İsim
intiha noktası İsim
zayıf nokta
akma noktası İsim
kör alfabesi İsim
açıkça
burnunun dibinden
çok kısa mesafeden
dobra dobra
noktası noktasına
nokta esnekliği
(spor) puantaj
(iş dünyasında) bir stratejiyi yönetmek ya da bir görüşü savunmak için seçilmiş kişi
satın alma noktası İsim
işaretlemek Fiil
ilişmek Fiil
göstermek Fiil
nokta görevli polis
nokta prevalans İsim, Tıp
puan durumu
kırda yapılan at koşusu
önemini belirtmek Fiil
konuları bir bir ele alarak müzakere etmek Fiil
Doğru söylüyorsun.
Haklısın.