1. niçin, neden, niye, ne sebeple.
    why did you sell your car? why did you do it? I don't know why he
    is leaving. why he shot her isn't known.
    that's why: bu sebepten, bu nedenle.
    That's why he returned.
  2. sebep, neden.
    the whys and wherefores: sebepler, nedenler ve niçinler.
  3. bilmece.
  4. (ünlem olarak) tüh! vay! vay canına! baksanıza! bak hele! ya!
    why, it's all gone: Tüh, hepsi gitti!

    why, yes, I will go if you wish: Ya, elbette, sen istersen giderim.
nedenini belirtmek Fiil
neden olduğunu açıklamak Fiil
nedenini açıklamak Fiil
yol yöntem, sebep, bir işin nasıl ve neden yapılacağı.
Show me the hows and whys of it: Bana işin
sebeplerini anlatın.
A child's unending whys and hows: bir çocuğun niçin, nasıl şeklindeki sonu gelmez soruları.
bu acelen ne ?
Neden sordun?
Sence neden?
Niye bu kadar şaşırdın ki?
neden ille ben
… yapsana, etsene. (İzleyen fiilin anlamına göre öneri/tavsiye ifade eder):
Why not make your dress
instead of buying it: Elbiseyi satın alacağına kendin diksene!
Ne halt etmeye …? Acaba neden …?
Why on earth are you still waiting? Hâlâ ne halt etmeye bekliyorsun?
Niye böyle birşey yaptın ki?
… neden olduğunu tartışmak Fiil
acaba niye gecikti diyordum ?
Ne demek niye?
söylenen söze şiddet verir, öfke/hayret/tehevvür vb. ifade eder.
What the devil are you doing here?
Burada ne yapıyorsun/ne işin var/ne halt ediyorsun?
What the devil are you talking about: Sen ne diyorsun! (=Ne demek istiyorsun yani!)
What the devil have you been: Hangi cehennemde idin (= Nerede kaldın/niye bukadar geciktin?)
What the devil is he gone: Hangi cehenneme gitti?
What the devil are you doing: Ne halt ediyorsun!
Oh, well, what the devil: Aman, canı cehenneme!
Why the devil didn't he say so: Bunu ne diye söylemedi!
How the devil would I know: Ne bileyim birader! (Kerametim mi var?).
Where the devil is he: Hangi cehennemde (= Nerede?)