sözler

Turkish-English Phrases

(vasiyetname) kısıtlayıcı sözler
words of limitations Noun
acı sözler
bitter words Noun
acı sözler
sharp words Noun
acı sözler
words with a sting (in them Noun
acı sözler
acrimonious words Noun
açık sözler
words of one syllable Noun
ağır sözler
hard words Noun
anlamsız sözler
chaff
anlaşılmaz sözler
babble
ayrılırken söylenen sözler
parting words Noun
basit sözler
words of some syllable Noun
başkası hakkında kötü şahsi sözler
personal remarks Noun
basmakalıp sözler
stock phrase
basmakalıp sözler
copybook maxims Noun
basmakalıp sözler
set phrases Noun
basmakalıp sözler
conventional remarks Noun
baştan çıkartıcı sözler
sedution words Noun
belirsiz sözler
loose words Noun
belirsiz sözler
loose wordings Noun
bir ilanda küçük punto ile yazılmış sözler
body matter
bir poliçe üzerindeki sözler
wording of a bill
bir yazıda kullanılan sözler
form of wording
büyülü sözler
incantation
çocuksu sözler
prattle
dava konusu olabilecek hakaret dolu sözler
words actionable in themselves Noun
dava konusu olabilecek hakaret eden sözler
words actionable in themselves Noun
dolaşık sözler
evasive words Noun
düşüncesizce söylenmiş sözler
flippant remarks Noun
fısıldanan sözler
whisper
gerçekleşmeyecek sözler
jam tomorrow
gönül alıcı sözler
kind words Noun
güncel imalı sözler
topical allusions Noun
güzel sözler
sympathetic words Noun
güzel sözler
sympathic words Noun
hakaret edici sözler
defamatory language
hakaret edici sözler
defamatory words Noun
hakaret niteliğinde sözler
personalities Noun
hakimin kararla ilgili olarak jüriye söylediği sözler
Allen charge Noun, Law
hakimin kararla ilgili olarak jüriye söylediği sözler
dynamite charge Noun, Law
hakimin kararla ilgili olarak jüriye söylediği sözler
shotgun instruction Noun, Law
hakimin kararla ilgili olarak jüriye söylediği sözler
Chip Smith charge Noun, Law
haşlayıcı sözler
sharp words Noun
havai sözler
idle talk
iğneli sözler
acrimonious words Noun
ilk sözler
introductory words Noun
kâfirce sözler
blasphemous words Noun
kapalı sözler
inuendoes Noun
kapalı sözler
hints Noun
kırıcı sözler
offensive words Noun
kırıcı sözler
hard words Noun
kısıtlayıcı sözler
(will) words of limitations Noun
kışkırtıcı sözler
provocative remarks Noun
küçültücü sözler
derogatory remarks Noun
mezar başında söylenen sözler
funeral oration
müstehcen sözler
four-letter words Noun
nazik sözler
kind words Noun
öfkeli sözler
hot words Noun
öfkeli sözler
high words Noun
ölçülü sözler
measured words Noun
övgülü sözler
pat on the back
özenle hazırlanmış sözler
oration
reklamcılıkta cezbedici sözler
bait
saçma sözler
flimflam
şatafatlı sözler
high- sounding phrases Noun
sert ve ağır sözler
strong language
sık sık kullanılan sözler
common phrases Noun
silinmiş sözler
deleted words Noun
silinmiş sözler
deleted word
son sözler
drying words Noun
son sözler
concluding remarks Noun
son sözler
closing remarks Noun
son sözler
concluding words Noun
son sözler
closing words Noun
söylediği tam sözler
his exact words Noun
standart sözler
standardized wordings Noun
tartılmış sözler
measured words Noun
tatlı sözler
fair words Noun
tatlı sözler
sweet nothings Noun
temenni mahiyetinde sözler
precatory words Noun
topluluk ya da partiye mal olan sözler
cant
yakası açılmadık sözler
obscene words Noun
yalan sözler
false words Noun
yatık yazıyla sözler
words in italics Noun
yatık yazıyla yazılı sözler
words in italics Noun
yemin ederken söylenecek sözler
wording of the oath
yerinde sözler
apt words Noun
(ses, sözler, vb) bal gibi tatlı
mellifluous Adjective
acı sözler söyleme
salt speech
birbirine kırıcı sözler söylemek
to exchange harsh words with sb Verb
biri hakkında konuşurken küçültücü sözler söylemek
to refer to someone in terms of disparagement Verb
biri hakkında övgülü sözler söylemek
to speak in flattering terms of sb Verb
duygularını anlatmak için sözler yeterli değil
words cannot convey how I feel
gururunu okşayıcı sözler söylemek
to make flattering remarks Verb
iğneli sözler söylemek
to talk out of the corner of one's mouth Verb
ince sözler söylemek
to make pretty speeches Verb
incitici sözler söylemek
to speak daggers Verb
karşılıklı kibar sözler söylemek
to exchange of civilities Verb
karşılıklı kibar sözler söylemek
to exchange civilities Verb
kibar sözler teatisi
interchange of civilities
müzakerelerde bir muhalifle öfkeli sözler teati etmek
to have angry passages with an opponent in a debate Verb
yapmacıklı sözler kullanma
claptrap
Turkish-English phrases from Zargan's own database