ilerlemiş, ileride.
with one foot advanced: bir ayağı ileride.
at an advanced stage: ilerlemiş bir durumda.
Adjective
ileri, müterakki.
advanced research: ileri araştırma.
advanced technology: ileri teknik.
an industrially advanced country: sanayice ileri bir ülke.
Adjective
yüksek.
advanced mathematics: yüksek matematik.
advanced class: yüksek sınıf.
Adjective
geç, zamanca ileri.
advanced in years: yaşlı, yaşı ilerlemiş.
at an advanced hour of the night:
gecenin geç bir saatinde.
Adjective
ileri evre
Adjective, Medicine
önceden rezerve edilen uçuş
ileri evre karsinoma
Noun, Medicine
ileri evre kanser
Noun, Medicine
hayat pahalılığının artması
yüksek (akademik) derece: M.S., Ph.D. vb..
önerilen yeni bir ürün veya bir sorun çözümü söz konusu olduğunda ayrıntılı araştırmaya yönelik etkili plan
avans olarak ödenen navlun
(Br) Genel Eğitim Sertifikası (üç ayrı düzeyde sınav içerir
genel eğitim sertifikası
Noun
çok hızlı giden ekspres yolcu treni
ileri mevki
Noun, Military
vergisi tarhedilmiş sigorta primi
yükseltilmiş yük ücret tarifesi
ileri düzeydekiler için okuma parçası
Noun
ileri evre renal hücreli karsinom
Noun, Medicine
(a) öğrencinin bir üniversitede aldığı derslere başka bir üniversitenin tanıdığı kredi, (b) böyle bir
kredi verilen öğrencinin üstün akademik durumu.
Maliye Yüksek Eğitim Merkezi
Noun, Organizations