[arise]

ihtilaf çıkmak Verb
(ortaya) çıkmak, zuhur etmek.
New problems arise daily: Her gün yeni sorunlar (ortaya) çıkıyor.

Smoke arose from chimney. A strong wind arose and blew our boat onto the rocks.
Intransitive Verb

arise from: doğmak, hasıl olmak.
Accidents arise from the carelessness: Kazalar, dikkatsizlikten doğar. Intransitive Verb
yukarı çıkmak, yükselmek.
Along the road, new buildings will soon arise: Yakında yol boyunca yeni
binalar yükselecek.
Vapors arise from the humid places.
Intransitive Verb
kalkmak.
He arose early and went to the garden: Erken kalkıp bahçeye çıktı. Intransitive Verb
başkaldırmak, isyan etmek. Intransitive Verb
neşet etmek Verb
bir şeyden ileri gelmek Verb
bir mesleğin icrasından veya bir işin ifasından doğmak Verb
doğurmak Verb
bir fırsat vukuunda
eğer fırsat çıkarsa