mal mülk vasiyet edebilir
vuku bulacak bir hadiseye bağlı vasiyet
tasarlamak, icadetmek, keşfetmek, düşünüp bulmak, akıl etmek, plan yapmak/kurmak.
to devise a method. He devised a plan for getting the jewels out of the country. He devised an instrument to measure light wave-length.
(a) vasiyet etme(k), (bilhassa gayrımenkulü) vasiyetle (birisine) bırakma(k), (b) vasiyetnamede gayrımenkulü
birine bırakan madde, (c) vasiyetle bırakılan mülk.
Law
tasavvur etmek, farzetmek.
bir formül icat etmek
Verb
bir komplo düzenlemek
Verb
para kazanmak için bir tasarı yapmak
Verb
bir mülkü vasiyetle bırakmak
Verb
henüz gerçekleştirilmemiş vasiyet
bütün gayri menkullere ait vasiyet
geçerliğini yitirmiş vasiyetname
belli bir gayri menkule ait vasiyet
vekâletnameyle verilen tasarruf hakkı
kayıtsız şartsız vasiyetname