yerçekimi ivmesi
Noun, Physics
ağırlık özeği/ merkezi.
Noun
ağırlık merkezi
Noun, Physics
sıklet merkezi
Noun, Physics
yer çekimi, çekim kuvveti, cazibe (kuvveti).
Law of gravity: Yer çekimi yasası.
Noun
ağırlık, sıklet.
center of gravity: ağırlık merkezi.
specific gravity: özgül ağırlık.
Noun
ciddiyet, vekar, temkin, ağırbaşlılık.
Noun
önem, vahamet, ciddiyet.
He seems to ignore the gravity of his illness: Hastalığının vahametini bilmemezlikten geliyor.
Noun
(ses) kalınlık, peslik.
Noun
kütle çekimi
Noun, Physics
yoğunluk pili: yoğunlukları farklı iki elektrolitli pil.
yoğun-çatlak: üst tabakası alt tabakanın altına kaymış gibi görünen çatlak.
gravimeter ile ayni anlama gelir. yerçekim-ölçer: yerçekimi kuvvetini ölçen alet.
bir suçun ağırlık derecesi
uluslararası durumun ciddiyeti
yerçekimsel tren: yerçekimi kuvvetinden yararlanarak işleyen tren.
özgül ağırlık: bir özdeğin verilen bir oylumdaki kütlesinin aynı oylumlu 4°C daki suyun kütlesine oranı.
relative density ile ayni anlama gelir.
Noun
özgül ağırlık
Noun, Physics
kütleçekim dalgası
Noun, Astrophysics
yerçekimi dalgası
Noun, Astrophysics
sıfır yerçekimi, (yörüngesinde hareket eden bir cisim vb. üzerinde) görünürde yerçekimi etkisinin sıfır olması.
Noun