[oral]

yapılan sözlü anlaşma
(ilaç) ağızdan alınır
sözlü inkâr
sözlü, şifahî (sınav, imtihan).
oral method: sözlü yöntem.
an oral test in German. an oral message.
ağız+.
the oral cavity: ağız boşluğu.
ağızdan verilen (ilâç vb.).
an oral medicine.
(polip ve deniz hayvanlarının) ağız ve dokunaçları ile ilgili. Zoology
yalnız ağızdan telâffuz edilen, burun kapalı söylenebilen: b, v gibi. Phonetics
ağız+, ağızcıl.
oral aggressivity: ağız saldırganlığı.
oral anxiety: ağızcıl kaygı.
oral
character: ağızcıl kişilik.
oral dependence: ağızcıl bağımlılık.
oral erotism: ağız kösnüllüğü.
oral sadism: ağız sadistliği.
Psychology
oral Adjective, Anatomy
ağızdan Medicine
sözlü anlaşma
mürafaa Noun, Law
sözlü muvafakat
sözlü mukavele
sözlü anlaşma Law
şifahi akit Law
sözlü mukavele Law
sözle hakaret
sözlü savunma Noun, Education-Training
sözlü kanıt
sözlü delil
sözlü sınav Noun, Education-Training
sözlü sınav Noun, Education-Training
sözlü sınav
sözlü duruşma Noun, Law
sözlü talimat Noun
sözlü sorgulama
görüşme
sözlü emir emr
sözlü emir
sözlü mahkeme emri, sözlü emir Noun, Law
sözlü soru önergesi Noun, Politics-Intl. Relations
sözlü anlaşmaya dayanan ortaklık
mürafaa
sözlü rapor
oral seks Noun
oral solüsyon Medicine
sözlü film
dilsiz öğretmeni
sağır
sözlü sınav
ağızdan alınan aşı
tekmil vermek Verb, Military
oral sex Noun
oral solution Medicine

Ağız yoluyle