ihtilâflı/münazaalı/çekişmeli/tehlikeli konu.
The subject of abortion became a hot potato.
sürekli TV seyreden, TV başından ayrılmayan kimse.
Noun
tehlikeli/güç/nahoş iş, çetrefilli iş.
Noun
fırında pışmiş patates.
Noun
potato ile ayni anlama gelir. patates.
bilgisayar bağımlısı
Noun
Irish potato/ white potato ile ayni anlama gelir. patates.
Noun
patates bitkisi
(Solanum tuberosum).
Noun
patates böceği
(Leptinotarsa decemlineata) patates, domates vb. yapraklarını yiyen ve mahsule
büyük zarar veren bir böcek.
potato bug, Colorado beetle ile ayni anlama gelir.
Noun
ince patates kızartması, çips.
patates cipsi
Noun, Food-Kitchen
patates yetiştirme bölgesi
patates ezici
Noun, Food-Kitchen
patates sıkacağı
Noun, Food-Kitchen
topraktaki patatesi çürüten hastalık.
ince çubuk şeklinde kızartılmış patates dilimi.
tatlı patates
(Ipomoea batatas).
tatlı patates
(Ipomoea Batatas).
Noun
tatlı patates
Noun, Plant Species