[relations]

English Turkish Phrases

adulterous relations
evlilik dışı ilişkiler Noun
amicable relations
dostça ilişkiler Noun
amicable relations
dostane ilişkiler Noun, Politics-Intl. Relations
be out of relations to sth
bir şeyle hiç ilişkisi olmamak Verb
bilateral relations
ikili ilişkiler Noun
break off diplomatic relations
diplomatik ilişkileri kesmek Verb
break off diplomatic relations with a country
bir ülkeyle diplomatik ilişkileri kesmek Verb
break off relations
ilgisini kesmek Verb
break off relations
ilişkileri koparmak Verb
break off relations
ilişkileri kesmek Verb
break off relations (with
alakasını kesmek Verb
break off relations with sb
selamı sabahı kesmek Verb
Bureau of Foreign Relations
Dış İlişkiler Bürosu Noun, Organizations
Bureau of Press and Public Relations
Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu Noun, Organizations
business relations
iş ilişkisi
business relations
iş ilişkileri Noun
close relations
yakın ilişki Noun
close relations
yakın tanıdıklar Noun
close relations
hususiyet
commercial relations
ticari ilişkiler Noun
community relations
AT ilişkileri Noun
confidential relations
mahrem ilişkiler Noun
confidential relations
gizli ilişkiler Noun
conjugal relations
evlilik ilişkileri Noun
consensual relations
tarafların rızasıyla resmi olmayan bir şekilde akdedilen anlaşmaya bağlı ilişkiler Noun
consular relations
konsolosluk ilişkileri Noun
continue relations with sb
biriyle ilişkilerini sürdürmek Verb
cool note (in relations
mayhoşluk
cooling off relations
ilişkilere soğukluk girmesi
Coordination Office of Bilateral Relations
İkili İlişkiler Şube Koordinatörlüğü Noun, Organizations
Coordination Office of Foreign Relations
Dış İlişkiler Koordinatörlüğü Noun, Organizations
Coordination Office of Multilateral Relations
Çok Taraflı İlişkiler Şube Koordinatörlüğü Noun, Organizations
cordial relations
dostça ilişkiler Noun, Politics-Intl. Relations
corporate relations
kurumsal ilişkiler Noun, Management
court of domestic relations
vesayet dairesi olan sulh ve asliye hukuk mahkemesi
create legal relations
kanuni ilişkiler kurmak Verb
create legal relations
kanuni ilişkiler yaratmak Verb
customer relations
müşteri ilişkileri Noun, Management
Department of Bilateral Relations
İkili İlişkiler Dairesi Noun, Organizations
Department of Economic and Technical Relations
Ekonomik ve Teknik İlişkiler Daire Başkanlığı Noun, Organizations
Department of European Union and Foreign Relations
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Noun, Organizations
Department of Foreign Relations
Dış İlişkiler Dairesi Noun, Organizations
Department of Foreign Relations and Projects
Dış İlişkiler ve Proje Dairesi Noun, Organizations
Department of Foreign Relations and Protocol
Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığı Noun, Organizations
Department of International Relations
Uluslararası İlişkiler Dairesi Noun, Organizations
Department of Media, Publications and Public Relations
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı Noun, Organizations
Department of Multilateral Relations
Çok Taraflı İlişkiler Dairesi Noun, Organizations
Department of Multilateral Relations and International Organizations
Çok Taraflı İlişkiler ve Uluslararası Kuruluşlar Dairesi Noun, Organizations
Department of Public Relations
Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı Noun, Organizations
Department of Public Relations
Toplumla İlişkiler Dairesi Noun, Organizations
Deputy Directorate General for Relations with Iraq
Irak ile İlişkiler Genel Müdür Yardımcılığı Noun, Organizations
deterioration in relations
ilişkilerde bozulma
diplomatic relations
diplomatik ilişkiler Noun
director of public relations
halkla ilişkiler direktörü Noun, Employment
Directorate General of Foreign Economic Relations
Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Directorate of Foreign Relations
Dış İlişkiler Başkanlığı Noun, Organizations
Directorate of Foreign Relations
Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Noun, Organizations
domestic relations
aile ilişkileri Noun
domestic relations law
(US) aile hukuku
economic relations
ekonomik ilişkiler Noun
employe employer relations
işçi işveren ilişkileri Noun
employe relations
işçi ilişkileri Noun
employee employer relations
işçi işveren ilişkileri Noun
employee relations
işçi ilişkileri Noun
employer-employee relations
işçi-işveren ilişkileri Noun
enter into business relations
iş ilişkilerine girişmek Verb
enter into relations
ilişkiye girmek Verb
enter into relations with sb
biriyle ilişkiye girmek Verb
entertain relations with sb
biriyle ilişkide olmak Verb
entertain relations with sb
biriyle ilişkilerde bulunmak Verb
establish close relations with sb
biriyle yakın ilişkiler kurmak Verb
establish close relations with someone .
biriyle yakın ilişkiler kurmak Verb
establish diplomatic relations
siyasal ilişkiler kurmak Verb
establish relations with
ilişki kurmak Verb
establishment of diplomatic relations
diplomatik ilişkiler kurma
exchange rate relations
döviz kuru ilişkileri Noun
external commercial relations
dış ticari ilişkiler Noun
external relations
dış ilişkiler Noun
extramarital relations
evlilik dışı ilişkiler Noun
extra-marital relations
evlilik dışı ilişkiler Noun
family relations
aile ilişkileri Noun
far relations
uzak akrabalar Noun
fiduciary relations
güvene dayanan veya karşılıklı güveni gerektiren hukuki işler Noun
Foreign Economic Relations Board
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)
foreign relations
dışilişkiler Noun
foreign relations
dış ilişkiler Noun, Public Administration
foreign relations committee
Dış Siyasal İlişkiler Kurulu
foreign relations committee
dışilişkiler komitesi
foreign relations committee
dış ilişkiler komitesi
General Coordination Office of Foreign Relations
Dış İlişkiler Genel Koordinatörlüğü Noun, Organizations
governmental relations
devlet ilişkileri Noun
governmental relations
hükümet ilişkileri Noun
Group for Foreign Relations
Dış İlişkiler Grubu Noun, Organizations
harmony in social relations
dirlik düzenlik
have no relations with
alıp vereceği olmamak Verb
have relations with sb
biriyle ilişkide olmak Verb
have relations with sb
biriyle ilişkisi olmak Verb
human relations
insan ilişkileri Noun
human relations in industry
sanayi-insan ilişkileri Noun
human relations in industry
sanayi insan ilişkileri Noun
industrial relations
sınai ilişkiler Noun
industrial relations
(a) sınaî ilişkiler: bir sanayi kurumunun işçilerle ve halkla ilişkileri, (b) bu ilişkileri yöneten ve
iyileştirmeye çalışan daire.
industrial relations consellor
sınai ilişkiler danışmanı
industrial relations counsellor
sınai ilişkiler danışmanı
industrial relations court
sınai ilişkiler mahkemesi
initiate business relations
iş ilişkileri kurmak Verb
intercompany relations
şirketlerarası ilişkiler Noun
intercorporate relations
şirket içi ilişkiler Noun
international relations
milletlerarası ilişkiler, siyasal bilgilerin milletlerarası ilişkileri inceleyen dalı.
interpersonal relations
kişilerarası ilişki
interstate relations
eyaletlerarası ilişkiler Noun
intimate relations
yakın ilişkiler Noun
intimate relations
samimi ilişkiler Noun
intimate relations
içten ilişkiler Noun
investor relations
yatırımcı ilişkileri Noun, Management
job relations training
iş ilişkilerini geliştirme eğitimi
jural relations
hukuki ilişkiler Noun
labor relations
işçi ve işveren ilişkileri, iş münasebetleri. Noun
labor-management relations
işçi-işveren ilişkileri Noun
law of domestic relations
aile hukuku
law of domestic relations
(US) aile hukuku
live on one's relations
akrabalarından geçinmek Verb
maintain business relations with sb
biriyle iş ilişkilerini sürdürmek Verb
maintain diplomatic relations with a country
bir memleketle siyasal ilişkilerini sürdürmek Verb
maintain friendly relations
dostane ilişkiler sürdürmek Verb
marital relations
münasebetleri Noun
marital relations
evlilik ilişkileri Noun
normalization of diplomatic relations
diplomatik ilişkilerin normalleşmesi
normalization of diplomatic relations
diplomatik ilişkilerin normalleşmeksi
normalize diplomatic relations
diplomatik ilişkileri normalleştirmek Verb
object relations theory
nesne ilişkileri kuramı Noun, Psychoanalysis
Office of Press and Public Relations
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Noun, Organizations
open up business relations
iş ilişkileri kurmak Verb
parents and relations
ebeveyn ve akrabalar Noun
personal relations
şahsi ilişkiler Noun
personnel relations
personel ilişkileri Noun
pleasant business relations
iyi iş ilişkileri Noun
political science and international relations
siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler Noun, Education-Training
poor relations
kötü ilişkiler Noun
power relations
güç ilişkileri Noun, Politics-Intl. Relations
Press and Public Relations Unit
Basın ve Halkla İlişkiler Birimi Noun, Organizations
press relations
basın ilişkileri Noun
proactive public relations
proaktif halkla ilişkiler Noun, Public Relations
promote relations
ilişkileri geliştirmek Verb
public relations
halkla ilişkiler Noun
public relations adviser
halkla ilişkiler danışmanı
Public Relations and Advertising Department
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Noun, Education-Training
public relations association
halk ilişkiler derneği
public relations campaign
halkla ilişkiler kampanyası Noun
public relations consultant
halkla ilişkiler danışmanı
public relations consultant consellor
halkla ilişkiler danışmanı
public relations director
halkla ilişkiler müdürü
public relations executive
halkla ilişkiler üst düzey yöneticisi
public relations expert
halkla ilişkiler uzmanı Noun
public relations firm
halkla ilişkiler firması
public relations manager
halkla ilişkiler müdürü
public relations officer
halkla ilişkiler görevlisi
public relations society
halkla ilişkiler derneği
put up business relations
iş ilişkileri kurmak Verb
reactive public relations
reaktif halkla ilişkiler Noun, Public Relations
reappraisal of our relations with china
Çin'le olan ilişkilerimizi yeniden değerlendirme
reestablish diplomatic relations
diplomatik ilişkiler kurmak Verb
relations
(a) (insanlar/toplumlar/milletler arasındaki) ilişki, münasebet.
Public relations: Halk ile ilişkiler.

break off relations with someone: birisiyle ilişkiyi/alâkayı kesmek.
Our firm has business relations with his firm. (b) cinsel ilişki, cinsî münasebet.
relations by blood
kan akrabaları Noun
relations of domination
tahakküm ilişkileri Noun, Sociology
relations of production
üretim ilişkileri Noun
restore relations
gönül almak Verb
right to establish personal relations
şahsi ilişki kurma hakkı Noun, Civil Law
rupture of diplomatic relations
diplomatik ilişkilerin kesilmesi
secretary of state for commonwealth relations
(Br) İngiliz Uluslar Topluluğu Bakanı
Section of European Union Relations
Avrupa Birliği ile İlişkiler Şubesi Noun, Organizations
Section of Foreign Relations
Dış İlişkiler Şubesi Noun, Organizations
Section of Foreign Relations and Cultural Activities
Dış İlişkiler ve Kültürel Faaliyetler Şube Müdürlüğü Noun, Organizations
Section of International Relations
Uluslararası İlişkiler Şubesi Noun, Organizations
Section of Public Relations of the Presidency
Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Müdürlüğü Noun, Organizations
Section of Regional and Bilateral Relations
Bölgesel ve İkili İlişkiler Şube Müdürlüğü Noun, Organizations
sever diplomatic relations
diplomatik ilişkileri kesmek Verb
sever relations
ilişkileri kesmek Verb
sever relations
ilgisini kesmek Verb
sever relations
ipi koparmak Verb
sever relations with sb
biriyle ilişkiyi kesmek Verb
severance of diplomatic relations
diplomatik ilişkilerin kesilmesi
shady relations
kirli ilişkiler Noun
shareholder relations
vb vermeye yoğunlaşmış bölüm
shareholder relations
bir şirketin hissedarlarına şirketin en son durumu ile ilgili bilgiler Noun
shareholder relations
müşteri ilişkileri bölümü gibi
shareholder relations
(US) hissedarlarla ilişkiler Noun
stay with relations
akrabalarında kalmak Verb
strained relations
gergin ilişkiler Noun
strengthen friendly relations
dostça ilişkileri güçlendirmek Verb
suspend diplomatic relations
diplomatik ilişkilere ara vermek Verb
suspension of diplomatic relations
diplomatik ilişkilerin kesilmesi
sustain friendly relations
dostça ilişkileri sürdürmek Verb
three-cornered trade relations
üç taraflı ticari ilişki
torturous interferecence with contractual relations
sözleşmeyi ihlale teşvik Noun, Law
trade relations
ticari ilişkiler Noun
Unit of European Union and International Relations
Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Birimi Noun, Organizations
Unit of International Relations
Uluslararası İlişkiler Birimi Noun, Organizations
Vienna Convention on Consular Relations
Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi Noun, International Law
Vienna Convention on Diplomatic Relations
Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi Noun, International Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database