outline

English-Turkish Translation

  1. çevre-çizgi, dış hatlar, sınır çizgisi.
    We saw the outlines of the mountains against the evening sky.
  2. taslak, kroki, ana çizgileriyle yapılmış resim/harita/plan.
    Make an outline before trying to write
    a composition.
    in outline: kabataslak.
  3. özet, bir kitabın/raporun/projenin) anahatları/en önemli kısımları.
    an outline of history.
  4. taslağını çizmek.
  5. ana hatlariyle belirtmek/izah etmek, özetlemek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

in outline
kabataslak
outline (font)
dış çizgi Information Technology
outline a power in a mandate
bir vekâletnamedeki bir yetkinin sınırlarını çizmek Verb
outline agreement
çerçeve anlaşması
outline map
umumi harita
outline of a conference
bir konferansın taslağı
outline of a lecture
bir konuşmanın taslağı
outline of a lecture
bir dersin taslağı
outline of economic history
ekonomi tarihinin ana çizgileri Noun
drawing a preliminary sketch or outline designing
tasarçizim
elegant outline of a car
bir arabanın zarif çizgileri Noun
general outline of a scheme
bir planın genel çizgileri Noun
European Outline Convention on Transfrontier Co-operation between Territorial Communities or Authorities
Yerel Yönetimler ve Yerel Topluluklar Arasında Sınırötesi İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi Proper Name, Law
European Outline Convention on Transfrontier Co-Operation Between Territorial Communities or Authorities
Belirli Bir Bölgeye Ait Topluluklar Veya Hükümetler Arasında Sınır Ötesi İşbirliğine Dair Taslak Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database