dünyanın dört bir yanındaki ...
Adjective
dünyanın her yerinde
Adverb
dünyanın dört bir yanında
Adverb
dünyanın dört bir köşesinde
Adverb
dünyanın dört bir yanında
Adverb
meslek hayatına başlamak
Verb
iş dünyası
Noun, Management
birinci dünya ülkeleri
Noun
dünyanın siyasal güç bloku içindeki en çok sanayileşmiş olan ülkeleri
Noun
birçok Batı Avrupa ülkesi
dünyanın her yerinde ulusların içinde yaşayan
Asya ve Latin Amerika'da dünyanın en yoksul ve azgelişmiş ülkeleri
Noun
uluslarınkinden ayrı kültürleri olan gruplar
hür dünya: komünist veya totaliter yönetim altında olmayan milletler topluluğu.
Noun
dünyanın dört bir yanından
Adverb
gayb alemi
Noun, Religion-Faith
gayb
Noun, Religion-Faith
dünya yolculuğuna çıkmak
Verb
yeryüzü, dünya, arz.
Noun
ahiret, ölüler dünyası, cehennem.
Noun
dünya barışını tehdit eden şey
dört boyutlu uzay: dördüncü boyut zamandır. Her olay bu uzayda bir nokta ile simgelenir.
Noun
(a) cehennem, ölüler diyarı, (b) ahiret, öbür dünya.
Yeni Dünya: Batı Yarımküresi, Amerika. Western Hemisphere
Noun
Eski Dünya: Avrupa, Asya ve Afrika.
Noun
Eski Dünya
Noun, Anthropology
dünya düzenini korumak
Verb
dünyanın jandarması (Amerika'nın Komünist olmayan sınırlarda bekçilik sorumluluğunu üstüne almasına saldırı deyimi
dünyadan elini ayağını çekmek
Verb
dünyadan elini eteğini çekmek
Verb
dünyadan elini eteğini çekme
iyi kötü geçinip gitmek
Verb
ABD'leri ve Rusya dışında
dünyanın endüstrileşmiş ülkeleri
Noun
üçüncü dünya
Noun, Anthropology
Üçüncü Dünya: Asya ve Afrikada yeni gelişen ve süper devletlerle siyasal bağlılık kurmamış ülkeler.
Noun
bütün dünyayı gezmek
Verb
dünyadan elini eteğini çekmek
Verb
dünya.
Ancient world: Avrupa, Asya, Afrika.
New world: Amerika.
the scientific world:
ilim dünyası.
world Bank: Dünya Bankası.
world Council of Churches: Dünya Kiliseler Danışma Kurulu.
world Court: Milletlerarası Mahkeme (
International Court of Justice ile ayni anlama gelir.).
world Health Organization: Dünya Sağlık Teşkilâtı.
world power: güçlü/etkili devlet/kurum vb.
world Series = World's Series: (beyzbol) şampiyonluk karşılaşmaları.
world's fair: dünya fuarı, uluslararası fuar.
world's oldest profession: fuhuş.
world war: dünya savaşı, cihan harbi.
Noun
cihan, âlem.
the woman's world: kadınlar âlemi.
the world of dream s: rüya âlemi.
the animal/insect world: hayvanlar/böcekler âlemi.
the starry world: yıldızlar âlemi.
Noun
evren, kâinat.
the sun is the center of our world: güneş kâinatımızın merkezidir.
world soul:
evrensel ruh.
world spirit: (a) Allah, Tanrı, Cenabı Hak, (b) evrensel ruh.
Noun
insanlar, insanlık.
The world must eliminate war and powerty. herkes.
The whole world knows about it.
Noun
ömür, hayat.
You have the world before you: Önünde bütün bir ömür var.
He is not long for this world: Fazla yaşamaz, ömrü kısadır.
Noun
ölümlü dünya.
You must learn to live in the world as it is: Bu ölümlü dünyayı olduğu gibi kabul
etmelisin.
the next/other world = the world to come: ahret, öbür dünya.
Noun
dünya nimetleri.
to give up the world and serve God: dünya nimetlerinden feragat edip Tanrıya
hizmet etmek.
I would give the world to know: Öğrenmek için her şeyi feda ederdim.
this world's goods: dünyalık, dünya nimetleri.
Noun
toplum.
go out into the world: topluma karışmak.
Noun
hayat.
a man of the world: hayat adamı, görmüş geçirmiş/pişkin adam.
Noun
Dünya Bankası
Proper Name, Organizations
Dünya Bankası Grubu (Dünya Bankası ve onun yan kuruluşları olan Uluslararası Finans Kurumu ve Uluslararası Kakınma Birliği
daha iyisi olmayan kişi ya da şey
Dünya Mahkemesi, 1945'te Birleşmiş Milletler tarafından milletlerarası davalara bakmak için kurulmuş mahkeme.
Dünya Kupası
Noun, Sports
dünya ekonomik şartları
Noun
dünyadaki ekonomik durum
Noun, Economics
Dünya Ekonomik Forumu
Noun
dünyanın ekonomik kalkınması
dünya ekonomik kalkınması
dünya ekonomisi
Noun, Economics
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
Noun
dünya tarihi
Noun, History
dünya para rezervleri
Noun
dünya para rezervleri
Noun
ABD Doları ve İngiliz Sterlini gibi uluslararası borçların ödenmesinde kullanılan herhangi bir para
iş dünyası
Noun, Management
satın alıcılar dünyası
Noun
dünya piyasasında fiyatların düşmesi
Dünya Ticaret Merkezi
Noun, Place Names
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)
Noun
dünya görüşü
Noun, Anthropology
dünya savaşı
Noun, Military
Birinci Dünya Savaşı
Noun, Military
İkinci Dünya Savaşı
Noun, Military
evrensel, dünya çapında, cihanşümul, âlemşümul, yaygın, geniş.
In 1930 during the world-wide = world wide economic depression.
Adjective