çalıştırmak

Turkish-English Translation

  1. Verb to run
  2. Verb to actuate
  3. Verb to start running
  4. Verb to start up
  5. Verb to operate
  6. Verb to use
  7. Verb to employ
  8. Verb to tutor
  9. Verb, Sports to coach
  10. Verb, Information Technology to execute
  11. Verb to keep
  12. Verb, Software to launch
  13. Verb to put to work
  14. Verb to staff
  15. Verb to trigger
  16. Verb to trip
  17. Verb to work
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

zorla çalıştırma
forced labour Noun, Rights-Freedoms
(taksi saati) çalıştırmak
to tick away Verb
arabayı çalıştırmak
to operate a car Verb
asansörü çalıştırmak
ac the lift
aşırı çalıştırmak
to overstrain Verb
baskı makinalarını çalıştırmak
to roll off the presses Verb
baskı makinelerini çalıştırmak
to roll off the presses Verb
bir arabanın kontağını açıp çalıştırmak
to start a car Verb
bir işletmeyi çalıştırmak
ac an undertaking Verb
bir makineyi çalıştırmak
to start a machine Verb
bir makineyi çalıştırmak
to set an engine going Verb
bir şeyi çalıştırmak
to appreciation training Verb
bir uçak şirketi çalıştırmak
ac an airline Verb
birini aylık çalıştırmak
to employ someone on a month-to-month basis Verb
birini aylık çalıştırmak
to employ someone on a month- to month- basis Verb
birini çalıştırmak
to employ sb Verb
birini çalıştırmak
to make use of sb's services Verb
birini çalıştırmak
to employ someone in one's service Verb
birini canını çıkaracak kadar çok çalıştırmak
to work someone into the ground Verb
birini çok çalıştırmak
to work someone hard Verb
birini çok çalıştırmak
to work someone into the ground Verb
birini denemek için bir süre bir yerde çalıştırmak
to place someone on probation Verb
birini ölesiye çalıştırmak
to work someone into the ground Verb
birini ölesiye çalıştırmak
to kill someone with work Verb
birini sekreter olarak çalıştırmak
to employ someone as secretary Verb
birşeyi çalıştırmak
to get something to work Verb
çok çalıştırmak
to drive Verb
çok işçi çalıştırmak
to be a large employer Verb
çok para karşılığında fazla çalıştırmak
to sweat Verb
elektrikle (kas) çalıştırmak
to galvanize Verb
gündeliği 4 dolardan birini çalıştırmak
to keep someone at 4 dollars a day Verb
işçilerini çok çalıştırmak
to drive one's workman too hard Verb
işçilerini çok çalıştırmak
to drive one's workmen too hard Verb
işçiyi günlük çalıştırmak
to hire by the day Verb
işçiyi günlük çalıştırmak
to hire by the d Verb
istihdam etmek; çalıştırmak
to employ Verb
makineyi çalıştırmak
to set an engine going Verb
makineyi çalıştırmak
to operate a machine Verb
motorlu bir aracı iterek çalıştırmak
to push start Verb
motoru çalıştırmak
to start the engine Verb
motoru yarım güçle çalıştırmak
to work the engine at half power Verb
nöbetle çalıştırmak
to work by stints Verb
normal pillerle çalıştırmak
to run off standard batteries Verb
parasını çalıştırmak
to embark capital in trade Verb
pedallara basarak çalıştırmak
to pedal Verb
tam gün çalıştırmak
to employ on a full-time basis Verb
tam gün istihdam etmek çalıştırmak
to employ on full-time basis Verb
tamgün çalıştırmak
to employ on a full time basis Verb
ücretli çalıştırmak
to keep Verb
uzman muhasip çalıştırmak
to employ an expert accountant Verb
yeniden çalıştırmak
to rerun Verb
yeniden çalıştırmak
to reactivate Verb
birini çalıştırmak üzere yanına almak
to take someone into one's service Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çalışmasını sağlamak; bir şeyin olması, yapılması ... iş gördürmek, iş yaptırmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.