öngörülen

Turkish-English Translation

  1. Noun expectation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

yasayla öngörülen
defined by law Adjective, Law
öngörülen ders kitapları
prescribed text book Noun
öngörülen form
prescribed form
öngörülen had
prescribed limit Noun
öngörülen muafiyetler ya da derogasyonlar saklı kalmak kaydıyla
save for the exceptions or derogations provided for
öngörülen şekil klie uygun
valid in form and fact
öngörülen şekle uygun
valid in form and fact
öngörülen süre içinde
in the prescribed time
öngörülen süre içinde
within the set period
öngörülen süreyi aşmak
to exceed the prescribed period Verb
öngörülen zaman süresi içinde teslim etmek
to deliver with the stipulated time Verb
öngörülen zamanda açılmak
to open on schedule Verb
...'de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla
save for the exceptions or derogations provided for ...
Antlaşmanın 252. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde hareket ederek
acting in accordance with the procedure laid down in article 252 of the Tre
bir bütçede öngörülen kalem
item included in a budget
bütçede öngörülen kazanç
budgeted yield
emeklilik planında öngörülen emeklilik yaşı
pension plan retirement age
gelecek için öngörülen istihdam
prospective employment
içinde bazı belli sözcüklerin kullanılması öngörülen dava
formed action
içinde bazı belli sözcüklerin kullanılması öngörülen dava
formed acuse
işbu Sözleşmede öngörülen işlemler
transactions contemplated by this Agreement Noun, Law
işbu Sözleşmede öngörülen işlemlerin ikmali
consummation of the transactions contemplated by this Agreement Noun, Law
memuriyet için öngörülen kanuni süre
statutory term
sözleşmede öngörülen çalışma saatleri
contract hours Noun
sözleşmede öngörülen ceza
penalty fixed by contract
sözleşmede öngörülen en önemli yükümlülük
primary obligation
sözleşmede öngörülen hususun talebi
contractual claim
sözleşmede öngörülen iyileştirmeler
contract improvements Noun
sözleşmede öngörülen kira
contract rent
sözleşmede öngörülen rehin hakkı
lien by agreement
sözleşmede öngörülen rehin hakkı
conventional lien
sözleşmede öngörülen şartlar
conditions as per contract Noun
sözleşmede öngörülen vade
time as provided in the contract
sözleşmede öngörülen yer
place as provided in the contract
tarifede öngörülen zaman
scheduled time
tarifede öngörülen zamanda gelmek
to arrive at the scheduled time Verb
temyiz için öngörülen süre
time prescribed for appeal
vergilemede masraf olarak öngörülen amortisman payı
qualifiying expenditure
vergilemede masraf olarak öngörülen amortisman payı
qualifying expenditure
yapılan haksız bir fiil için kanunen öngörülen tazminat
legal damages
yenileme primlerinin ödenmesi için öngörülen süre
days of grace Insurance
Turkish-English phrases from Zargan's own database