asit-baz indikatörü
Noun, Chemistry
adsorpsiyon indikatörü
Noun, Chemistry
kayma göstergesi: uçağın yana kaymasını gösteren alet.
kayma göstergesi: uçağın yana kaymasını gösteren alet.
aranan numara ve ödenecek ücreti kaydeden bir aygıt
edilen telefonların tarihi
telefon konuşma ücreti yazıcısı
konuşma süresini kaydeden saat
Communication
(telefon) konuşma süresini kaydeden saat
(otomobil) kilometre saati
sürüklenme ölçer: uçağın sürüklenme miktarını ölçen alet.
Noun
bu değişkenlere ek olarak
yapılmış olan fazla mesai miktarını ve vergilendirme seviyelerini de incelerler
bir ekonomide değişikliğin incelenmesinde kullanılan bir çok ölçülebilir değişkenden biri
ekonomistler üretim endekslerini
gösteren/bildiren/belirten kimse/şey.
Noun
gösterge, müş'ir, ibre.
Noun
göstergeç, ölçü aleti.
Noun
belirteç, ayıraç: bazı kimyasal maddelerin varlığını ve bazen yoğunluğunu gösteren madde.
Litmus paper can be used as an indicator of the presence or not of acid in a solution: Turnusol kâğıdı, bir eriyikte asit olup olmadığını göstermekte kullanılabilir.
Noun, Chemistry
delil, emare, alâmet: bir bölgede belirli çevresel koşulların varlığına delil olarak orada yaşayan bitki/hayvan.
Noun
endikatör diyagram kâğıdı
(işsizlik seviyesi gibi) belirtilmiş kalemin önünde seyreden (fabrika inşaatı gibi) ölçülebilir bir değişken
baş gösterge (ekonomik faaliyet eğilimlerini önceden haber veren gösterge
işletmen-gösterge lambaları
Noun
taşma denetimi göstericisi
açık göstergesi
Information Technology
kayma göstergesi: uçağın yana kaymasını gösteren alet.
lastik basınç göstergesi
Noun, Transport
ışıklı trafik levhaları
Noun
tren geliş-gidiş tablosu
Noun
sinyal lambası
Noun, Transport
oyların durumunu gösteren levha
(havaalanı) rüzgâr yönünü gösteren gösterge