ınfant

English Turkish Phrases

infant
bebek, süt çocuğu, yürümeye başlamamış çocuk. Noun, Child Care
infant
reşit olmayan (21 yaşından küçük) kimse. Law
infant
acemi/toy kimse, bir işe yeni başlayan kimse.
infant
bebeklere/küçük çocuklara özgü.
infant class: küçükler sınıfı.
infant school: ana okulu.
infant
başlangıç çağında bulunan şey.
infant a
reşit olmayan hissedar
infant apprentice
on altı yaşından küçük çırak
infant beneficiary
reşit olmayan lehdar
infant bodysuit
zıbın Noun
infant capitalism
erken kapitalizm
infant car seat
bebek oto koltuğu Noun, Child Care
infant car seat
bebek araba koltuğu Noun, Child Care
infant colony
yeni sömürge
infant death rate
bebek ölüm oranı
infant food
bebek maması Noun, Child Care
infant formula
bebek maması Noun, Child Care
infant industry
bebek endüstri Noun, Economics
infant industry
bebek sanayi Noun, Economics
infant industry
yeni doğan sanayi Noun, Economics
infant industry
yavru sanayi Noun, Economics
infant industry
yeni doğan sanayi I
infant industry argument
yavru sanayi tezi Noun
infant mortality
bebek ölüm oranı
infant mortality
yeni doğan bebeklerde ölüm oranı
infant mortality rate
bebek ölüm oranı
infant observation
bebek gözlemi Noun, Psychoanalysis
infant partner
rüştünü ispat etmemiş a b
infant partner
rüştünü ispat etmemiş ortak
infant plaintiff
reşit olmayan davacı
infant prodigy
harika çocuk
infant school
(Br) yuva
infant shareholder
reşit olmayan hissedar
infant state
yeni doğan devlet
infant teacher
yuva öğretmeni
infant welfare
bebek bakımı
infant's belly band
göbek bağı
infant's contract
reşit olmayan birinin yaptığı sözleşme
infant's contract
küçüklerin yaptığı akit
infant's contract
reşit olmayan kimsece yapılan sözleşme
loan to an infant
reşit olmayan bir kimseye verilen kredi
nursing infant
süt çocuğu
small infant business
(US) küçük ticarethane
sudden infant death syndrome (SIDS)
ani bebek ölümü sendromu Noun, Medicine
English-Turkish phrases from Zargan's own database