ıntention

suiniyet
kötü niyet
sermaye eğilimi
maksadı gütmek Verb
Amerikan vatandaşlığına girmek isteyen yabancının yetkili mahkeme huzurunda eski vatandaşlığını terk
etmek ve ABD vatandaşlığına girmek hususundaki ka
istem bildirimi
açıklanan niyet
niyette kusur
aklııni çelmek Verb
niyet gösteren delil
niyetini belirtmek Verb
niyet beyanı
intention (4a).
birine niyetlerini bildirmek Verb
zımni niyet
gizli maksat
niyet, maksat, meram, murat, kasıt.
I'm sure he had no intention of hurting your feelings. Noun
amaç, gaye, erek, hedef.
My intention was to buy a big house. Noun
(a)
primary intention = first intention ile ayni anlama gelir. ana kavram, temel kavram: bir özdeğe
yönelen zihinde oluşan bilinç. (b)
second intention = secondary intention ile ayni anlama gelir. kavramların özellikleri/tasnifi/birbiriyle ilgisi.
Noun, Logic
yaranın kapanma tarzı.
heal by first intention: yaranın iz bırakmadan iyileşmesi. Noun, Medicine
intentness. Noun
kasıt Noun, Criminal Law
kast Noun, Law
niyet Noun
kanunun maksadı
dolandırıcılık kastı
tarafların niyeti
sahip olma kastı
sahip olma kasıt stıı
kanuni yükümlülük doğurma kastı
kanuni yükümlülük doğurma kasıt stıı
zarar verme kastı
aldatmak kastı
bir bağışta bulunma niyeti
evlenme niyeti
bir borcu ibra etme niyeti
istifa etme niyeti
niyetini ima etmek Verb
her şeyde bir kötü niyet aramak Verb
her şeyde kötü niyet aramak Verb
intention (4a). Noun
niyetin açıklanması
ikincil kavram.
… maksadıyla, niyetiyle.
I have not the slightest intention of -ing/to … : …'e hiç niyetim yok.