yalvarmak, niyaz etmek.
to invoke God's mercy.
Transitive Verb
imdat dilemek, istimdat etmek, dua ile yardım rica etmek, himayesini dilemek.
to invoke someone's aid: birisinden yardım dilemek.
Transitive Verb
yürürlükte olduğunu ilân etmek, yürürlüğe koymak, uygulamak, infaz etmek.
The government invoked the Emergency Measures Act.
Transitive Verb
başvurmak.
to invoke an article of the U.N. Charter.
Transitive Verb
dua etmek.
invoke a curse: inkisar/beddua etmek.
Transitive Verb
sihir/büyü ile ruh çağırmak, davet etmek.
invoke evil spirits.
Transitive Verb
sebep olmak, sebebiyet vermek, celbetmek, uyandırmak.
They did their best to invoke popular enthousiasm for the war. Nursey rhymes invoke memories of my childhood.
Transitive Verb
bir maddeye atıfta bulunmak
Verb
Allahın adını ağzına almak
Verb
mahkemeye delil teşkil edecek kâğıtları getirtmek
Verb
mahkemenin yardımına başvurmak
Verb
bir mahkemenin yardımına başvurmak
Verb
mahkemenin himayesini dilemek
Verb
esinlemek, ilham davet etmek, ilham almak.
bir kanun hükümlerine atıfta bulunmak
Verb
susma hakkını kullanmak
Verb, Law
susma hakkını kullanmak
Verb, Law