göze suyu: bitki gözesi kofulunu dolduran sıvı.
Noun
özsu, usare.
cellulary sap: göze özsuyu.
crude sap : ham besi-suyu.
raw sap: ham
özsü.
sap green: yeşil zeytin renginde boya.
Noun
hayat verici sıvı (kan vb.).
Noun
aptal, ahmak, budala, avanak.
Noun
sopa, çomak, topuz, cop.
Noun
istihkâm hendeği, düşman siperlerine giden dar ve derin hendek.
Noun, Military
özsuyunu/usaresini çekmek/boşaltmak, kanını emmek, tüketmek, bitirmek, mahrum etmek.
Constant tension at work was sapping my energy. Everyone was sapped of the strength by the sun's heat.
Verb
sopa/cop ile vurmak.
Verb
(a) hendek kazmak, (b) hendek içinden giderek gizlice düşmana yaklaşmak.
Verb, Military
baltalamak, sinsice zayıflatarak mahvetmek.
Verb
Arif olan anlar/ Arife tarif gerekmez/ Anlayana sivrisinek saz.
Arif olan anlar/ Arife tarif gerekmez/ Anlayana sivrisinek saz.