hesap pusulası, rapor.
account rendered: alacaklı hesabı: alacaklının ödenmek üzere borçluya ibraz
ettiği senet vb.
account stated: kabul edilen borç hesabı: borçlunun ödemeyi kabul ettiği kesap.
Noun
anlatış, rivayet, beyan, izahat.
Noun
sebep, neden.
on this account: bu nedenle/sebeple.
On this account I am refusing your offer.
Noun
önem, değer, kıymet, ehemmiyet, itibar, etki, nüfuz.
of no account: önemsiz, sayılmaz.
man of no account = no account man: önemsiz adam.
things of no account: önemsiz şeyler.
He is of very little account: Onun pek az etkisi/nüfuzu vardır.
Noun
tahmin, takdir, hüküm, karar.
In his account it was an excellent piece of work.
Noun
banka hesabı, cari hesap, kredi/alacak hesabı.
current account: cari hesap.
deposit account:
mevduat hesabı.
overdrawn account: karşılıksız hesap.
Noun
(muhasebecilikte) gelir ve masraf hesabı.
account of liabilities and assets: borç ve alacak hesabı.
account payable/receivable: borçlu/alacaklı hesabı.
profit and loss account: kâr ve zarar hesabı.
cash account: kasa hesabı.
outstanding account: hesap bakiyesi.
Noun
hesap sahibi, müşteri, borçlu/alacaklı.
account executive: ilân acentasında müşteri hesaplarını tutmakla görevli yetkili.
Noun
saymak, addetmek, telâkki/itibar etmek.
to be accounted rich: zengin sayılmak.
to account oneself lucky: kendini mutlu addetmek.
to be accounted of: sayılmak, itibar edilmek.
He is accounted (to be) guilty: O suçlu sayılıyor.
Verb
hesap vermek.
An officer must account to the treasurer for money received: Bir memur aldığı paranın
hesabını hazinedara vermek zorundadır.
Verb
sorumlu tutulmak, tazmin/telâfi etmek.
He must account for his crime: İşlediği suçtan sorumlu tutulmalıdır.
Verb
hesabını görmek, işini bitirmek, öldürmek.
He accounted for five of the enemy: Beş tane düşmanın
hesabını gördü/işini bitirdi/öldürdü.
Verb
account to: atfetmek, isnat etmek.
the many virtues accounted to him: ona atfedilen birçok faziletler.
Verb
hesap etmek, saymak, tahmin etmek.
Verb
bir başka hesaba devredilecek olan karşıt veya tamamlayıcı hesap
hesap hareketleri
Noun, Accounting
hesap hareketi
Noun, Accounting
hesap hareketleri
Noun, Accounting
alacaklıların yardımcı defteri
bakiyesi kabul olunarak kapanan hesap
alacak veya borç bakiyesi gösteren bir hesabın ilgili kişiye dönemsel olarak gönderilen özeti
dönemsel işlemlerin kaydedildiği firma hesabı
mahsup günleri (borsadaki işlemlerin mahsup ve tasfiyelerinin icrası için borsa komitesi tarafından belirlenen tasfiye günleri
Noun
(Br) (menkul eşya için) veraset vergisi
veraset ve intikal vergisi
radyo/televizyonda zaman satan kişi
reklam şirketinin ya da benzer bir örgütün müşterisinin tüm gereksinimlerinden sorumlu yöneticisi
(reklamcılık) bütçe sorumlusu
belirli müşterilerle iş ilişkisini sürdürmekle sorumlu olan pazarlama örgütü temsilcisi
büyük defter hesabına benzeyen cetvel
alacaklı tarafından hazırlanarak tetkik ve kabul için borçluya verilen hesap
alacaklı tarafından hazırlanarak tetkik ve kabul için borçluya verilen hesa
komisyonları ve borçları gösteren hesap özeti
hesap özeti
Noun, Banking
müşteri hesabının borcuna yazılacağını ve bir hesabın kapatılabilmesi için belirli sürede ödemede bulunulması
gerektiğini belirten şartlar/maddeler
genelde bir alacak hesabı olup ödünç alan tarafından bir ikrazın teminatı olarak bir bankaya devredilen hesap
temettüler muhasebe alt hesaplarında yer alır
bir müşterinin bir dükkâna her ay sabit bir ödemede bulunarak
muvakkat ve mutavassıt hesap
sözleşmede sözü edilen belirli kalemleri satın almak için uzun süreli bir kredi düzenlemesini ifade eden genel deyim
eyalet kanunu tahtında reşit olmayan biri için açılmış (banka , menkul değerler gibi) finansal hesap
esham ve tahvilatın muhafazası ve bunlara ait gelirlerin bankaca tahsil edilip kaydedilmesi için açılan hesap
(Br) ölen bir kimsenin hesabındaki bakiye
uzun süre kayıt yapılmamış hesap
uzun süre kayıt yapılamamış hesap
borçlu hesap
Noun, Accounting
iflas muameleleri yapılırken veya bir araştırma soruşturmada mali bakımdan güç durumda olan bir borçlunun
alacaklıları tarafından hazırlanan alacaklıl
mevduat hesabı
Noun, Banking
geliştirme masrafları hesabı
ihtiyari fonların yatırıldığı hesap
ama artık sipariş vermeyen firmalar
bloke hesap
Noun, Banking
üçüncü şahıs borçlu bloke hesabı
genel hesap (bankanın büyük defterindeki hesap ; mudilerin ve emanetçilerin hesaplarından başka bütün hesaplar
nakit yerine çek veya benzeri varlıkların kullanıldığı kredi hesabı
(tek bir kişi adına açılan hesap
ara hesap (bir şirket ya da şirketler kurulunca bir hesap döneminin yalnızca bir bölümüne inhisar eden hesap
muvakkat veya mutavassıt hesap
(US) kredi hesabı (hisse senedi almak veya satmak isteyen müşterinin almak ya da satmak istediği miktarın
belli bir oranında kurumlar nezdinde açtırdı
sonuçsuz hesabı (işletmenin toplam gelir ve giderlerinin kaydedildiği şirketin kâr-zarar durumunu gösteren hesap
yabancı ve yerleşik olmayanların açtırdığı hesap
yalnız numarasıyla bilinen banka hesabı
İsviçre bankalarındaki hesaplar çoğu zaman numaralıdır
saptanmış kredi limiti aşılmış hesap
borçlu ve alacaklıların şahsi ya da firma adlarıyla tutulan büyük defter hesapları
Noun
bina ve müştemilatı hesabı
(devlet muhasebesi) bütçe hesabı
gelirlerin yatırılması ve alacaklılara oradan ödeme yapılması için açılabilecek banka hesabı
memleket içi döviz hesabı
masrafların ve satıştan elde edilmiş olan nihai net kârın bir dökümünü göndericiye verir
ilgili evraklar göndericiye tevdi edilir
her iki tarafça üzerinde mutabakata varılan bu hesap
iki ya da daha çok sayıda kişinin adına açılmış hesap
bir işletmenin brüt kârının
serbest transfer edilebilen döviz hesabı
kullanıcı hesabı
Information Technology
yabancı bir ülkedeki acentesindeki veya muhabir bankadaki hesabı