d.e.

  1. = Doctor of Engineering
de-
bir şeyin tersini yapmak. Örneğin
mobilize: seferber etmek.
demobilize: terhis etmek. Prefix
de-
“aşağıya”.
ascend: çıkmak.
descend: inmek. Prefix
de-
“uzak, ayrı”.
rail: ray.
derail: raydan çıkma. Prefix
de-
“tam, tüm, tamamen, kâmilen, tümü ile vb.
ör.: derelict, denude. Prefix
bir tarafın ayrı mülkü (peculium) ile ilgili dava
ödenmesi taahhüt edilmiş bir para için açılan dava
bir kimsenin kendi binasında bir başkasının yaptığı bir inşaat işinde kullandığı malzeme ile ilgili dava
Paris veya İsviçre bankalarındaki simsarlar
Brüksel
fiilen ilhak
(Fr) gece kulübü
Kambiyo Ofisi
kambiyo servisi
(Fr) bir hükümeti iktidara getiren meclis üyelerinin belirli bir süre o hükümetin alacağı tüm önlemleri
destekledikleri politik bir sistem
bir şeyi meşru veya fiili olarak kontrol etmek Verb
(US) hatalı kurulmuş olmasına karşın sonradan kanuni kimlik kazanan şirket
(Fr) kremanın kreması
toplumun doruğundakiler
seçkinler
nane likörü
(Fr) yürekten haykırış
protesto
tutkulu yalvarma
de
“-li/lı/lü/lu”: Fransız, İspanyol, İtalyan ve Portekiz şahıs adlarının başına gelerek nereli olduğunu
gösterir.
Tartarin de Tarascon: Taraskonlu Tartaren
DE
Delaware (kısaltılmış kod).
bir şirketin faaliyet gösterdiği muhtelif iş alanlarından bazılarını terk etmesi
şiddetini azaltmak Verb
azalmak Verb
hafifletmek Verb
önemini yavaş yavaş kaybetmek Verb
bilfiil/fi'len mevcut, hakikî, gerçek, var (olan), edimli, eylemli, fiilî.
a de factode facto government.
a de facto state of war.
gerçekte, hakikatte, edimli olarak, filhakika.
fiilen mevcut ve faaliyette olan
ancak hukuken mevcut olabilmek için gerekli koşul ve formaliteleri yerine getirilmemiş olan şirket
sonradan fesholunan ya da fiili bir hükümetçe oluşturulan mahkeme
fiili mahkeme
anayasaya aykırı bir kanuna tevfikan kurulmuş
fiili durum Noun
iman ile (Katolik kiliselerinde kullanılan ve dinî emirlerin tanrısal karakterini ve bunlara inanma zorunluğunu belirten ifade).
kanunen, hükmen, yasal/meşru/haklı olarak.
hukuki ve fiili Adjective, Law
(Fr) uzun ve yorucu çalışma
görkemli, gösterişli, muhteşem, ihtişamlı, lüks.
ihtişamla, gösterişli/muhteşem/lüks bir şekilde.
talebi karşılamak üzere yetersiz miktardaki malların tahsisi
gözardı edilebilirlik Noun, Competition Law
yeniden, yeni baştan, tekrar, yine.
derinden, derunî, içten/kalpten gelen (üzüntü, keder, teessür vb.).
bazı Hristiyan mezheplerinde cenaze töreninde okunan bir mezmur.
usulen, kurala/kaideye uygun olarak.
zorunlu, mecburî, zarurî, toplumsal kuralların gerektirdiği.
fazla, aşırı, lüzumundan fazla, lüzumsuz, pek ziyade, pek çok.
tanık mahkemedeymiş gibi duruşma sırasında okunacak ifade
(Fr) kariyer diplomatı
profesyonel diplomat
fiili ikametgâh
(bir kitabın , vs .) lüks baskısı
gereksiz ayrıntılarla aşırı uğraşma eğilimi
yetkisiz vasiyeti tenfiz memuru
çökmüş
(Fr) 19'uncu yüzyılın sonu ile ilgili
anayasaya uygun olarak kurulmuş yasal hükümet
(Fr) bir lokanta
vs'nin devamlı müşterisi
(Fr) yaşama sevinci
(Fr) çalışmasına kamu yetkililerince izin verilmiş rehinci dükkânı
kaz ciğeri ezmesi
ikamet izni
Rio de Janeiro Noun, Place Names
(Fr) gizliliği olmayan bir sır
(Fr) kent giysileri Noun
yolcuların rahatı için hiçbir masraftan kaçınılmamış bir tren
... is missing from ...
income arising in ... Noun, Economics
to be set in ... Verb, Art
to persevere in ... Verb
to make strides in ... Verb
as is the case with ...
to persevere in ... Verb
prevalence of typhus in ... Noun, Medicine
to freeze at 32 degrees Verb
certified accountant
little old ladies in tennis shoes
john q public
never mind ! take it easy
pacta sunt servanda
hotel garni
just like with ... Adverb
same here
I'm at a loss.
add to that Adverb
besides
add to this Adverb
add to my work
to burst on the scene Verb
at bristol
to trim a budget Verb
precocious Adjective
funeral sermon
also
too
and
both
flat dweller
de
too
de
at
de
upon
de
also
de
in
to engage in Verb
instructed in
domiciled in
delivered at
a drop in the bucket
(telephone) stand by
goods left on hand Noun
but still
anyway
at the same time
all the same
yet again
however
just the same
to pass Verb
to leave behind Verb
to surpass Verb
twice a day
like hell
get along with you !
transitive covenant
come along
also
nay
too
more importantly Adverb
more important Adverb
it takes two to tango
anything but …
It wouldn't come amiss. Sentence
It would not come amiss. Sentence
It wouldn't go amiss. Sentence
Like it or not, Whether you like it or not Adverb
necessarily Adverb
marriage personal allowance
chartered accountant
personal allowance
statutory report
squatter's title
albeit
although
whether
Like it or not, Whether you like it or not Adverb
cabinet reshuffle
to make changes in the cabinet Verb
trial at bar
judicial admission
central management
negotiating power
nor
After all, ... Adverb
to delay in making payment Verb
to grant a delay payment Verb
to localize the scene in X Verb
I am dead set against X. Sentence
to be to the fore Verb
hotel accomodation
to work on the site Verb
balloting rewards Noun
There's no fooling you.
to leave something not yet completed hanging in the air Verb
holiday accomodation
(payment) to be overdue Verb
payable on delivery
nor
to display in the window Verb
to display in the window Verb
to have enough and to spare
enough and to spare
for all that Adverb
even so Adverb
but
nevermore
anyway
Be that as it may Adverb
Still,
supra, at ... Adverb, Law

de
D harfinin adı Bk
de
Da” takısının ... sonundaki şekli
de
bk. –da–