hush!

  1. Şşt!
sus! sesini kes!
sus(tur)mak, sesini kes(tir)mek, sükût et(tir)mek.
She hushed the baby to sleep: Bebeği susturup uyuttu.

hush up: gizlemek, saklamak, örtbas etmek, kapatmak.
hush up a scandal. The president tried
to hush up the fact that his adviser had lied.
She tried unsuccessfully to hush up the fact that her husband was an ex-convict: Kocasının sabıkalı olduğunu örtbas etmeye çalıştıysa da başaramadı.
yatıştırmak, sakinleştirmek, teskin etmek.
to hush someone's fears.
sessizlik, sükût, sükûnet.
In the hush of the night.
A hush fell over the room: Odaya bir
sessizlik çöktü.
the hush before the storm: fırtınadan önceki durgunluk.
sessiz, sakin.
örtbas sorunu
gizli
saklı
örtülü
sus payı Law
susmalık, sus payı, sükût hakkı, birinin bildiği sırrı açıklamaması için verilen rüşvet. Noun
sus payı Noun
gizli polis
hafif ve yumuşak pabuç. Noun
yağda kızartılmış küçük yuvarlak mısır unu çöreği (köpeklere verildiğinden bu adı almıştır). Noun
denizaltı
ucuz restoran
(Br) adi meyhane
kapalı üstü geçmek Verb
örtbas etmek Verb
üstünü örtmek Verb
örtbas etmek Verb
hasır altı etmek Verb
fırtınadan önceki sessizlik