never mind.

  1. Boşver.
  2. Zararı yok.
  3. Ziyanı yok.
  4. Dert etme.
(a) üzülme, aldırma, boş ver, tasalanma, elem çekme.
Never mind what he says: Sen onun sözlerine
aldırma/boş ver!
When he lost his watch, his father said: “Never mind; I'll buy you another one.” (b) zararı/önemi yok, önemli değil, adam sen de.
Never mind the expense: Masrafın önemi yok!
It is raining, but never mind, I'll come over to see you. (c) … şöyle dursun/bir yana, o da bir şey mi?
With this knee injury, I can't walk, never mind run: Dizimin yarasından koşmak şöyle dursun, yürüyemiyorum bile.
(a) aldırma, boş ver.
never mind the noise: Gürültüye aldırma. (b) zararı/önemi yok, farketmez,
hiç de önemli değil.
never mind, I'll do it myself: Zararı yok, ben kendim yaparım.
sen karışma, sana ne, seni ilgilendirmez, sen kendi işine bak.
“Who's that letter from?” “Never you mind!”
dikkat. (Genellikle olumsuz tümcelerde kullanılır:
Pay him no nevermind: Ona aldırış etme, boş ver. Noun