1. Noun televizyon.
    TV dinner: hazır yemek, fırında ısıtılıp yenmek üzere hazırlanıp dondurulmuş yemek.
Televizyon Filmleri Yoluyla Program Değişimlerini İçeren Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
Televizyon Yayınlarının Korunmasına Dair Avrupa Antlaşması Noun, International Law
Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi, Sınır Ötesi Televizyona Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
tv'de bir şeyin tv'deıni yapmak Verb
telgrafla
kablolu televizyon: koaksiyal kablo aracılığı ile konutlara çok sayıda TV kanalı sağlayan dizge. Noun
CAT (1). Noun
kablolu televizyon Noun, Advertising
ortak antenli TV: yüksek bir yere TV anteni koyarak birçok abonelere bağlama sistemi.
plazma TV Noun, Electricity-Electronics
telgraf göndermek Verb
kanal
TV reklamı
reklam filmi Noun, Media-Publishing
dizi film
kablolu televizyon sistemine bağlanma
ticari reklam dakikası Noun
Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketi Noun, Organizations
  1. television
plasma TV Noun, Electricity-Electronics
reorganized corporation
bogus company
limited-divident corporation
(Br) unlimited company
dissolved company
wound-up company
firm in liquidation
(Br) unregistered society
(US) registered corporation
commercial broadcasting
commercial scene
through station
civil corporation
unincorporated company
overdiversified company
multiproduct company
(US) collapsible corporation
standing company
subsidiary company
reorganized company
domestic corporation
to get in someone to repair the television set Verb
TV commercial
sports coverage (reporting) in television Noun
noncommercial station
broadcasting corporation
screenwriter
to advertise something on TV Verb
publicity method
air advertisement
publicity from the air
full page advertisement
commercial broadcasting
faulty image
closed-circuit telecast
commercial station
Turksat Satellite Communications and Cable TV Operations Company Noun, Organizations