a check

English Turkish Phrases

antedate a check
bir çeke eski tarih atmak (Br)
cash a check
çek bozdurmak Verb
cashing of a check
(US) Bir çeki paraya çevirme
cashing of a check
(US) Bir çeki bozma
certification of a check
(US) çeki verenin banka hesabında çekteki tutarın karşılığı bulunduğunu onaylaması
counterfoil of a check
çek koçanı
draw a check
çek yazmak Verb, Banking
earmark a check
çeki bloke etmek Verb
marking of a check
(US) bir çekin tasdiki
pass a check
paso
pass a check
(US) giriş kartı
place a stop on a check
çekin ödenmesini durdurmak Verb
utter a check
bir yükümlülüğü yerine getirmek amacıyla bir başkasına çek vermek Verb
a check (cheque) form
(US) Br (US) çek formu
bounce of a check (cheque)
(US) Br çekin karşılıksız çıkması
c s a check (cheque)
(US) Br seyahat çeki
cancel a check (cheque)
(US) Br bir çeki iptal etmek Verb
cancellation a check (cheque)
(US) Br bir çekin iptali
cash a check (cheque ,) for sb
(US) Br birisi için bir çeki tahsil etmek Verb
cash a check at a bank
bankada çek tahsil etmek Verb
certify a check (cheque)
(US) Br bir çekin karşılığı olduğunu onaylamak Verb
certifying of a check (cheque)
(US) Br çekin kabulü
clear a check (cheque)
(US) Br çek tahsil etmek Verb
collect a check (cheque)
(US) Br bir çeki tahsil etmek Verb
collection a check (cheque)
(US) Br tahsil edilecek çek
company a check (cheque)
bir şirketin
company a check (cheque)
ortaklığın veya başka bir işletmenin bir bankadaki kendi hesabına keşide ettiği çek
company a check (cheque)
(US) Br firma çeki
date a check (cheque) forward s
(US) Br bir çeke ileri bir tarih atmak Verb
dishonour a check (cheque)
(US) Br karşılığı olmadığı için bir çeki ödememek Verb
draw a check (cheque ,)
(US) Br bir çek keşide etmek Verb
draw a check (cheque ,) upon an account
(US) Br bir hesaba çek keşide etmek Verb
drawing of a check (cheque ,)
(US) Br bir çekin keşide edilmesi
duty on a check (cheque ,)
(US) Br çek üzerinden alınan vergi
emit a check (cheque)
(US) Br çek yazmak Verb
encash a check (cheque)
(US) Br bir çeki tahsil etmek Verb
enclose a check (cheque)
(US) Br çek eklemek Verb
endorsee of a check (cheque)
(US) Br çekin ciro edildiği kimse
exchange a check (cheque ,)
(US) Br takas çeki
flash a check cheque
(US) (Br) karşılıksız çek
forge a check (cheque)
(US) Br sahte çek düzenlemek Verb
forgery of a check (cheque)
(US) Br sahte çek tanzim etme
holder of a check (cheque)
(US) Br çek hamili
hono u r a check (cheque)
(US) Br bir çeki ödemek Verb
indorsement of a check (cheque)
(US) Br bir çekin cirosu Noun
initial l ed a check (cheque)
(US) Br kontrol parafını taşıyan çek
inter city a check (cheque ,) clearing service
(US) Br şehir içi çek takas servisi
issue a check against an account
bir hesaba çek yazmak Verb
issue of a check (cheque ,)
(US) Br çek yazma
lien on a check (cheque)
(US) Br bir çeki alıkoyma hakkı
local a check (cheque)
(US) Br yerel çek
local a check (cheque)
şehiriçi çek (düzenlenme yeri ile ödenme yeri aynı olan çek
lodge a check (cheque)
(US) Br bir çek takdim etmek Verb
make out a check (cheque ,) to sb
(US) Br birine çek yazmak Verb
making out of a check (cheque)
(US) Br çek yazma
number of a check (cheque)
(US) Br çekin numarası
oblige someone with a check (cheque)
(US) Br birine bir çek yazmak Verb
open a check (cheque ,)
(US) Br çizgisiz çek
order a check (cheque)
(US) Br belirtilen şahsa veya onun belirleyeceği şahsa ödenebilir çek
overdue a check (cheque)
(US) Br herhangi bir nedenle vadesinde ibraz edilmeyen çek
payee of a check (cheque ,)
(US) Br çekin ödeneceği kişi
place a check on the boom
yükselen konjonktürü frenlemek Verb
present a check (cheque ,) for payment
(US) Br çeki tahsile vermek Verb
present a check (cheque) to the bank
(US) Br bankaya çek vermek Verb
put a check (cheque) on sth
(US) Br bir şeyi frenlemek Verb
put a check on production
üretimi frenlemek Verb
put a check on production
üretimi yavaşlatmak Verb
put a check on production
imalatı kısmak Verb
put a check on sth
frenlemek Verb
put the brake a check on production
üretimi frenlemek Verb
raise a check (cheque ,)
(US) Br dolandırıcılık niyetiyle bir çekin meblağını yükseltmek Verb
redundancy a check (cheque)
(US) Br işten çıkarma tazminat çeki
refer a check (cheque) to the drawer
(US) Br ödenmeden çeki sahibine iade etmek Verb
reject a check (cheque)
(US) Br bir çeki reddetmek Verb
return a check (cheque ,)
(US) Br bir çeki iade etmek Verb
sign a check (cheque , br)
(US) çek imzalamak Verb
stop a check (cheque , br)
(US) bir çeki ödememek Verb
stop payment of a check (cheque , br)
(US) bir çekin ödenmesini durdurmak Verb
stopping a check (cheque , br)
(US) bir çekin ödenmesini durdurma
tear a check (cheque) out of the book
(US) Br defterden bir çek koparmak Verb
trace a check (cheque ,)
(US) Br bir çeki izlemek Verb
voucher a check (cheque ,)
vestiyer fişi
voucher a check (cheque ,)
(US) Br takas ve mahsup çeki
wage a check (cheque ,)
(US) Br ücret çeki
write a check (cheque)
(US) Br çek yazmak Verb
write out a check (cheque ,)
(US) Br çek yazmak Verb
check a bill
(US) faturayı kontrol etmek Verb
check a bill
bir faturayı kontrol etmek Verb
check a credit
krediyi kontrol etmek Verb
check a crisis
bir buhranı durdurmak Verb
check in with a hotel
(US) otele inip giriş kaydını yaptırmak Verb
check in with a hotel
otele inmek Verb
check off a name on the list
bir listedeki bir ismin yanına işaret koymak Verb
check off a name on the list
liste deki bir ismin yanına işaret koymak Verb
check off names on a list
bir listeden ad okumak Verb
check off names on a list
bir listeden isim okumak Verb
check out of a hotel
otelden ayrılmak Verb
check up on a line
bir telefon hattını kontrol etmek Verb
check up on a matter
bir hususu kontrol etmek Verb
check upon a matter
(US) bir hususu kontrol etmek Verb
I'll take a rain check.
Alacağım olsun.
I'll take a rain check.
Başka bir gün buluşuruz.
pass a forged (US) check (Br) cheque
sahte çeki geçirmek Verb
pass a forged check (cheque)
(US) Br sahte çeki geçirmek Verb
proof (used to check a computation
sağlama
sign a (US) check
çek imzalamak Verb
to check a bill
faturayı kontrol etmek Verb
to take a rain check
davete başka zaman icabet etmek, “alacağı olmak”.
English-Turkish phrases from Zargan's own database