ağırlık

Turkish-English Translation

  1. Noun severity
  2. stress
  3. burden
  4. Noun gravity
  5. luggage
  6. seriousness
  7. slowness
  8. sway
  9. weighting
  10. plummet
  11. dullness
  12. uneasiness
  13. calmness
  14. heaviness
  15. Noun immensity
  16. pith
  17. languor
  18. dower
  19. heft
  20. weightiness
  21. ponderousness
  22. dead weight
  23. weight
  24. languidness
  25. live load
  26. bridal outfit
  27. specification as to weight
  28. avoirdupois
  29. load
  30. graveness
  31. weightedness
  32. Noun ponderosity
  33. (fig) slowness
  34. (food) richness
  35. indigestibleness
  36. fetidness
  37. (slight) putrefaction
  38. (military) effects
  39. (bride's) portion
  40. cumbrance
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kalkış ağırlığı
take-off weight Noun, Aviation
(posta) azami ağırlık
weight limit
1000 kiloluk ağırlık
ton
arka ağırlık
rear weight Noun, Transport
aşırı ağırlık
overweight
azami ağırlık
(mail) weight limit
bir geminin taşıdığı toplam ağırlık
dead weight
bir gramın yüzde birine eşit ağırlık
centigram
boş ağırlık
unladen weight Noun, Transport
boş ağırlık
empty weight Noun, Transport
brüt ağırlık
gross weight Noun, Environment-Ecology
dara ve net ağırlık
tare and tret
darasız ağırlık
without packing
denge sağlamak için kullanılan ağırlık
counterweight
dolu ağırlık
honest weight
durağan ağırlık
dead weight
ek ağırlık
additional weight
eksik ağırlık
deficiency in weight
en düşük ağırlık
minimum weight
engelli koşuda ata yüklenen ağırlık
impost
fazla ağırlık
surplus weight
fazla ağırlık
excess weight
gerçek ağırlık
true weight
kâğıt üstüne konan ağırlık
paper- weight
kâğıt üstüne konulan ağırlık
paper-weight
karşı ağırlık
counterpoise
malzeme ve yük olarak taşıyabileceği en fazla ağırlık
dead weight tonnage
müsaade edilen azami ağırlık
maximum total weight authorized
net ağırlık
suttle weight
net ağırlık
net weight
net ağırlık
without packing
net ağırlık
(US) net weight
normal ağırlık
regular weight
ölü ağırlık
dead load
ortalama ağırlık
weight mean
özgül ağırlık
specific weight
özgül ağırlık
specific gravity Noun, Physics
özgül ağırlık
density Noun, Physics
özgül ağırlık
specific gravity Noun, Physics
sabit ağırlık
fixed load
sorumluluğun verdiği büyük ağırlık
great weight of responsibility Noun
standart ağırlık
basic weight
standart ağırlık
standard weight
tahmini ağırlık
estimated weight
tam ağırlık
full weight
tam yüklenmiş durumda ağırlık
loaded weight
tartı tamam olsun diye eklenen ağırlık
makeweight
ticari ağırlık
commercial weight
ton ağırlık
ton weight
toplam ağırlık
tax load
toplam ağırlık
full load Aviation
toplam ağırlık
total weight
ücrete tabi ağırlık
chargeable weight
vasat ağırlık
weighted mean
yaşın verdiği ağırlık
weight of age
yüklenen ağırlık
delivered weight
yüksüz ağırlık
dead weight
yüksüz ağırlık
unladen weight Noun, Transport
yüksüz ağırlık
deadweight
ağırlık basmak
to feel oneself uneasy Verb
ağırlık basması
incubus
ağırlık bildirimi
declaration of weight
ağırlık dengesi
weight balance Noun
ağırlık esası üzerinden alınan vergi
application by weight
ağırlık farkı
difference in weight
ağırlık fazlası
excess of weight
ağırlık fazlası
excess weight
ağırlık itibarıyla
by weight
ağırlık itibariyle
by weight
ağırlık kartı
scale ticket
ağırlık kaybı
loss in weight
ağırlık kontrolcüsü
check weighter
ağırlık kontrolu
checking of weight
ağırlık kontrolü
checking of the weight
ağırlık kontrolü
weighing test
ağırlık merkezi
strong point
ağırlık merkezi
centroid Noun, Geometry
ağırlık merkezi
center of gravity Noun, Physics
ağırlık merkezi
center of gravity Noun
ağırlık ölçüleri
weight measures Noun
ağırlık ölçüsü
grain
ağırlık ölçüsü
dram
ağırlık ölçüsü
weight
ağırlık olma
to be a burden
ağırlık olma
to encumber
ağırlık standardı
standard of weight
ağırlık su
heavy water
ağırlık taşıyan dirsek
corbel
ağırlık ve kalitede
standard
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
ağırlık ve sorumluluk taşıyabilecek gücü olmak
to have a broad shoulder Verb
ağırlık ve uzunluk ölçülerine damga basmak
to seal weight and measures Verb
ağırlık vermek
to put an emphasis Verb
ağırlık vermek
to look to Verb
ağırlık vinç
heavy derrick
ağırlık ya da hacim olarak değil adet olarak belirtilmesi
tale
ağırlık yağ
deadweight cargo
ağırlık yüklemek
to weight Verb
(madeni para) ağırlık kaybı
shortness in weight
(posta , US) ağırlık limiti
rate limit
(posta) ağırlık haddi
rate limit
(taşımacılık) yanlış ağırlık verileri
false billing Noun
(tren yolu) ağırlık belgesi
weight certificate
...'e ağırlık vermek
to focus on ... Verb
...'e ağırlık vermek
to step up ... Verb
...'e ağırlık vermek
to emphasize ... Verb
100 librelik Amerikan ağırlık ölçü birimi
hundred weight
112 librelik İngiliz ağırlık ölçü birimi
hundred weight
3 grama eşit ağırlık ölçüsü
scruple
bir suçun ağırlık derecesi
gravity of an offence
çapraz ağırlık endeksi
crossed weight index
denge sağlamak için ağırlık koymak
to counterweigh Verb
makaralar ve iplerden oluşan ağırlık kaldırma sistemi
block and tackle
miktarı ağırlık olarak değil
to reckon livestock by tale
promosyona ağırlık verme
(US) promotional push
standart ağırlık ve ayar
standard weight and fineness
ya ağırlık tonu olarak (Br) 2240 libre
cargo tonnage
yüzlük ağırlık ölçüsü
quintal
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tartıda ağır ... durumu, sıklet
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.