accountant

  1. Noun, Accounting muhasebeci
  2. Noun sayman, muhasebeci, muhasip.
    chartered accountant: hesap uzmanı, saymanlık uzmanı, mütehassıs
    muhasebeci.
    accountant general: genel sayman, umumî muhasebe müdürü.
    accountantship: saymanlık.
serbest muhasebeci mali müşavir Noun, Accounting
yeminli mali müşavir Noun, Accounting
serbest muhasebeci Noun, Accounting
ön muhasebeci Noun, Accounting
yardımcı muhasebeci
bütçe muhasibi
kasa muhasebecisi
yetkili muhasebeci
kanunen şirketlerde denetçilik yapma yetkisi olan kişi
yeminli muhasebeci
(US) bağımsız muhasebe denetçisi
(US) hesap uzmanı
serbest muhasebeci Noun, Accounting
yetkili kamu muhasebecisi
(US) yetkili kamu muhasebecileri birliği üyesi kamu muhasebecisi
yeminli hesap uzmanı
ABD'de mesleki muhasebecilik sınavlarını kazanmış kişi
yeminli hesap uzmanı
bağımsız denetçi
yetkili muhasebeci: İngilterede kraliyet ruhsatını haiz
Institute of Accountant ' a kayıtlı muhasebeci. Noun
müdürlere ve özellikle mali müdüre mali konularda bilgi sağlamakla yükümlü muhasebeci
baş muhasip
muhasebe şefi
şirketin tüm muhasebe işlerinden sorumlu olan
başmuhasebeci
şirket muhasebecisi
maliyet hesap uzmanı.
uzman muhasip çalıştırmak Verb
üretimde harcanan para ile değil de
finansman muhasebecisi
borçların ödenmesi
nakit hareketleri ile ilgilenir
yatırımların gerçekleştirilmesi için gerekli olan nakit düzeyinin muhafazasından ve tüm mali işlemlerin
kayıda geçirilmesiyle bunların yönetiminden so
hesap uzmanı
her türlü hesap işlerinde uzmanlaşmış kişi
muhasebe şefine bağlı yım
(Br) küçük kasa muhasebecisi
sorumlu muhasebeci
(Br) hesap uzmanı
(Br) yeminli hesap uzmanı
bağımsız muhasebeci
(US) bağımsız muhasebeci
yardımcı muhasebeci
hesap makinesi ile çalışan muhasebeci
işlerin günlük yönetiminden ve karar alabilmesi için müdüriyete bilgi sağlamakla sorumlu olan muhasebeci
yönetim muhasebecisi
belediye veznedarı
belediye muhasebecisi
serbest muhasebeci.
public auction: açık artırma, müzayede.
public baths: halk hamamları.

public buildings: halka mahsus binalar.
public corporation: millî dernek/şirket.
public credit: umumî itibar.
public highway: umuma açık yol, serbest yol.
public image: (bir kimseyi) toplumun görüşü, (bir kimsenin/şirketin) kamu nazarındaki durumu.
public law: kamu/amme hukuku.
public life: toplumsal hayat, memuriyet hayatı.
public money: milletin parası, millî mal.
public nuisance: kamu zararına davranış.
public offense: amme suçu.
public opinion: kamu oyu, umumî efkâr.
public opinion poll: kamu oyu sonucu, umumî anket (sonucu).
public policy: millî politika/siyaset.
public relations: halk ile ilişkiler, bu ilişkileri kuvvetlendirme çabaları/kurumu.
public revenues: devlet geliri.
public security: kamu güvenliği, umumî emniyet/asayiş.
public servant: (seçimle iş başına gelen) hükümet memuru.
public service: amme/kamu hizmeti, memurluk, halka hizmet.
His life was spent in public service: Hayatı memurlukla geçti.
public - service corporation: kamu hizmeti kurumu.
public spirit: yurtseverlik.
public-spirited: kendini kamu hizmetine adamış yurtsever.
public utility: (su, elektrik vb. gibi) kamu hizmet kurumları.
public welfare: kamu sağlığı/refahı.
public works: bayındırlık işleri.
kamu borçlarından sorumlu sayman
kamu borçları saymanı
kıdemli muhasip
hesap verme davasında davalı kişi
muhasebe şefi
muhasip sertifikası Noun
muhasebecinin sorumluluğu
serbest muhasebeci mali müşavir (SMMM) Noun, Accounting