agitation

  1. Noun çalkala(n)ma, dalgalanma, salla(n)ma.
    The sea after the storm is in agitation.
  2. Noun helecan, telâş.
    She left in great agitation: Büyük bir telâşla ayrıldı.
  3. Noun münakaşa, münazaa, tartışma.
    The subject now in agitation: Şu anda tartıştığımız konu.
  4. Noun umumî heyecan, kargaşalık, taşkınlık, kaynaşma, tahrik, ısrarla isteme.
    The murder of the President
    caused great agitation in the U.S.A: Başkanın katli, ABD'de büyük kargaşalığa sebep oldu.
çırpıntı
etekleri tutuşmak Verb
politik tahrikçi
huzursuzluk yaratmak Verb