ahlak

Turkish-English Translation

  1. principle
  2. conduct
  3. Noun morality
  4. etiquette
  5. casuist
  6. morals
  7. moral disposition
  8. character
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ahlakçı
moralist Adjective, Philosophy
âdet ve ahlak
usage
âdet ve ahlak
moral
âdet ve ahlak
customs
genel ahlak
public morality Noun, Law
gevşek ahlak
lax morals
iyi ahlak
virtue
ticari ahlak
commercial morality
ahlak bakımından düzelme
moral improvement
ahlak bakımından hayat tarzı
line of conduct
ahlak bilim
ethics
ahlak bilimi
moral science
ahlak bilimi
ethics
ahlak borcu
moral consideration
ahlak bozucu
pestilent
ahlak bozukluğu
depravity Noun
ahlak bozukluğu
vice
ahlak bozukluğu
depravation of morals
ahlak bozukluğu
immorality Noun
ahlak bozukluğu
slough
ahlak bozulması
demoralization
ahlak değeri
moral value
ahlak dışı
amoral
ahlak dışı
lewd
ahlak dışılık
immorality Noun
ahlak düşkünü kadın
jezebel
ahlak duygusu
moral sense
ahlak düzeyi düşük olan
decadent
ahlak eğitimi
moral education Noun, Education-Training
ahlak en sağlam
morally firm
ahlak erdemleri
moral virtues Noun
ahlak ilkeleri
ethical principles Noun
ahlak ilkelerine karşı gelmek
to violation of the principles of morality Verb
ahlak kaidesi
moral law Noun
ahlak kavramı yer etmemiş olan
amoral
ahlak kuralı
moral law
ahlak kuralları
code of ethics Noun
ahlak kusuru
lapse from virtue
ahlak numunesi
model of virtue
ahlak olgunluğu
moral maturity
ahlak prensipleri
moral principles Noun
ahlak prensipli adam
moral man
ahlak sahibi
moral man
ahlak sorunu
moral question
ahlak standartları
ethical standards Noun
ahlak suçu
immoral offence
ahlak ve adaba aykırı muameleler
acts offending good morals Noun
ahlak ve adaba aykırı muameleler
disorderly conduct
ahlak ve adaba mugayir
contra bonos mores
ahlak yasası
moral code
ahlak zabıtası
vice squad Noun
ahlak zabıtası
moral police Noun, Politics-Intl. Relations
basın ahlak yasası
press code
bir mesleğin ahlak standartları
ethical standards of a profession Noun
bir şehri ahlak bakımından temizlemek
to clean up a city Verb
birini ahlak hocası yapmak
to constitute someone a judge of conduct Verb
düşük ahlak düzeyinde
squalid
edep ve ahlak kaidelerini ihlal suçu
offence against decency
edep ve ahlak kaidelerini ihlal suçu
offense against decency Noun
genel ahlak ve edebe aykırı
against public morality Adjective, Law
her türlü ahlak kuralına karşı gelmek
to outrage all decency Verb
Hint ahlak kuralları
dharma Noun
seçim kampanyası sırasında ahlak dışı uygulamalar
disability politics Noun
sert görgü ve ahlak kuralları
inflexible code of moral Noun
toplumun ahlak duygusuna karşı gelmek
to act against the moral sentiment of the community Verb
toplumun ahlak standardını yükseltmek
to raise the moral standard of the community Verb
tüm din ve ahlak ilkelerinin reddedilmesi
nihilism
ulvi ahlak kurallarından doğan hukuk
moral law
yüksek ahlak standardı
high standard of ethics
yüksek ahlak standart dıları
high moral standards Noun
yüksek ahlak standartları
high moral standards Noun
zihin ve ahlak yönünden geliştirme
edification
zihin ve ahlak yönünden geliştirmek
to edify Verb
ahlâk
principle
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İnsandaki iyi ... huylar, tabiat
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.