alacak

Turkish-English Translation

  1. Noun, Accounting claim
  2. credit
  3. lien
  4. adjusted trial balance
  5. receivable
  6. money on account
  7. receivable item
  8. chose in action
  9. due
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

alacağın temliki
debt assignment Noun, Law
alacağın temliki sözleşmesi
debt assignment agreement Noun, Law
teminat alacaklısı
chargee Noun, Law
ticari olmayan alacaklar
non-trade receivables Noun, Accounting
adi alacak
unsecured debt
aktif alacak
receivable assets
ancak henüz tahsil edilmemiş gelirlerden doğan alacak
accrued income
bloke alacak
blocked debt
borç ve alacak
debit and credit
çürük alacak
bad debt
defterde gösterilen alacak
book debt
değersiz alacak
bad debt
dondurulmuş alacak
frozen credits
esas alacak
principal claim
faiz getiren alacak
interest bearing debt
hacizli alacak
attached claim
haklı alacak
just claim
henüz tahsil edilmemiş gelirlerden doğan alacak
accrual income
henüz tahsil edilmemiş gelirlerden doğan alacak
accrual revenue
herhangi bir zaman tahsil edilebilecek alacak
solvent debt
ilamlı alacak
judgment debt Noun, Law
imtiyazlı alacak
preferred claim
İngiltere Merkez Bankası'ndaki alacak
balance with the bank of england
kanuni alacak
legitimate claim
karşı alacak
counter claim
karşı alacak
claim in return
kayıtlı alacak
registered claim
mahsup edilebilecek alacak
claim which can be set off
müşterek müteselsil alacak
joint and several credit
müşterek müteselsil alacak
joint and several contract
parasal alacak
monetary claim Noun, Law
rehinli alacak
pawned debt
şirketler arası alacak
intercompany assets
sonradan tahsil edilen alacak
bad debts collected
sonunda ödenecek olan alacak
contingent debt
şüpheli alacak
doubtful debt
şüpheli alacak
doubtful claim
şüpheli alacak
bad debt Noun
tahsil edilemeyecek alacak
bad debt
tahsili şüpheli olan alacak
bad debt
teminatsız alacak
unsecured debt
vadeli alacak
deferred claim
vadesi (henüz) gelmemiş alacak
debt not yet due
vadesi gelmiş alacak
mature debt
vadesi gelmiş alacak
liquid debt
vadesi gelmiş alacak
debt due
zamanaşımına uğramış alacak
outlawed obligation
alacak bakiye
balance receivable
alacak bakiyeniz
balance standing (to) in your credit
alacak bakiyesi
credit balance Noun, Accounting
alacak bakiyesi vermek
to be in the black Verb
alacak belgesi
proof of indebtedness
alacak borç faizleri
interest pro and contra Noun
alacak borç faizleri
intrest pro and contra Noun
alacak davası
debt collection suit Noun, Law
alacak davası
action of debt Noun, Law
alacak davası
debt collection action Noun, Law
alacak davası
debt collection case Noun, Law
alacak dekontu
credit note
alacak devir hızı
receivables turnover Noun, Accounting
alacak dönme çabukluğu
average collection period
alacak finansmanı
accounts receivable financing
alacak garantisi
security for a debt
alacak geçirilen borçlar
deposit loan
alacak haczi
extent in aid
alacak hakkı
chose in action
alacak hakkı
right of claim Noun, Law
alacak hakkı
claim Noun, Law
alacak hakkı
right to claim Noun, Civil Law
alacak hanesindeki bakiye
credit balance
alacak hesabı
receivable accounts
alacak hesabına yazmak
to chalk it up Verb
alacak hesap üzerinden ödünç alma
borrowing on accounts receivable
alacak hesapları
receivables Noun
alacak hesapları
accounts receivable Noun
alacak hesapları büyük defteri
accounts receivable ledger
alacak için haczetmek
to attach for debt Verb
alacak için haczetmek
to attach debt Verb
alacak icra delili
enforceable proof of indebtedness
alacak kalemi
credit item
alacak kaydı
credit entry
alacak kayıtları (bir hesabın alacak tarafına yapılan kayıt
cross entries
alacak listesi
claim check
alacak listesi
shopping list
alacak nedeni ile yük üzerine konulan haciz
cargo lien
alacak olan
getter
alacak olanın adresi
forwarding address
alacak senedi
bill receivable
alacak senedi
note receivable
alacak senet dileri
notes receivable Noun
alacak senetler
drafts receivable Noun
alacak senetleri
bills receivable Noun, Accounting
alacak senetleri
notes receivable Noun, Accounting
Alacak Senetleri Reeskontu (-)
Rediscount on Notes Receivable (-) Accounting
alacak tahsil süresi
days accounts receivable
alacak tahsildarı
debt collector
alacak tarafına kaydetmek
to enter on the credit side Verb
alacak tutarı
amount of the claim
alacak üzerinde intifa hakkı
usufruct of a claim (of a debt
alacak ve borç senetlerinin kaydedildiği defter
(Br) note register
alacak ve borçlar
assets and liabilities Noun
alacak ve borçlu hesaplarını devralmak
to take over accounts receivable and accounts payable Verb
alacak verecek
owings and receivables
alacak verecek
assets and liabilities
alacak verecek
receivables and payables
alacak verecek defteri
engagement book
alacak verecek ihtilafları
pecuniary causes Noun
alacak, matlup
credit
1000 dolarlık alacak bakiyeniz var
present a balance of $ 1000 to your credit
bankalardaki alacak bakiyesi
balance with banks
belli bir faiz limitine kadar borç alacak kimse
marginal borrower
belli bir örneği ele alacak olursak
in a given instance
bir mala alacak yüzünden icra ve haciz czi koymak
to levy an execution on the property Verb
bir mala alacak yüzünden icra ve haciz koymak
to levy execution on the property Verb
bir meblağı birinin alacak hesabına geçirmek
to pass an amount to the credit of sb Verb
bir miktarı alacak yazmak
to credit an amount Verb
bir şeyi satın alacak güce sahip olmak
to be able to afford to buy sth Verb
birine soluk alacak az zaman bırakmak
to scant someone in leisure Verb
birinin mallarına alacak yüzünden haciz czi koymak
to levy an execution on sb's goods Verb
birinin mallarına alacak yüzünden haciz czi koymak
to distrain upon sb Verb
birinin mallarına alacak yüzünden haciz koymak
to levy an execution on sb's goods Verb
birisi gelip alacak diye beklemek
to wait to be collected Verb
biriyle alacak vereceği kalmamak
to get square with sb Verb
cari hesap alacak bakiyesi
cash balance
dış ülkedeki hesabın alacak hanesindeki bakiye
foreign credit balance
ferağ ve temliğinde yer alacak yolsuzlukları önlemek için
recording acts
hayat boyu maaş alacak kişi
life pensioner
her müşterinin alacak hesabını gösteren defter
customer's ledger
hesaba alacak kaydedilmesi için bankaya verilen çek
self check (cheque br)
hesabın borç ve alacak toplamlarını nakletme
forwarding account footings
iddia; talep; alacak hakkı
claim
iflas halinde alacak taleplerinin sıraya konması
arrangement of claims
ilerde yer alacak bir yükümlülük sorumluluğu
secondary liability
ilerde yer alacak durumu içine alan
anticipatory
iskonto ettirilmiş alacak senet dileri
notes receivable discounted Noun
kanuni alacak devri
statutory assignment
kesin alacak devri
absolute assignment Noun
kredi alacak kişi
credit candidate
meblağı birinin hesabına alacak geçirmek
to pass an amount to the credit of sb Verb
muhasebe alacak ve borç yekûnlarının karşılaştırılması
trial balance
muhtemelen yer alacak olay
probable event
müstakbel alacak ya da mütalebe hakkı
dormant claim
müşteri alacak bakiyesi
customer's credit balance
müşteri alacak bakiyesinin deviri
assignment of customer's credit balance Noun
müşteri alacak bakiyesinin devri
assignment of a customer's credit balance Noun
müşteri alacak hesabı
customer's credit account
müşterilerin alacak hesaplarını gösteren defter
customer's ledger
müşterinin bankadaki hesabının alacak veya borç bakiyesi
bank balance
müşterinin bankadaki hesabının alacak ya da borç bakiyesi
bank balance
nefes alacak yer bırakmak
to allow a breathing space Verb
nefes alacak zaman vermek
to wind Verb
ortalama alacak bakiyesi
average balance
otomobil sigortasından alacak talebi
car claims
otomobil sigortasından alacak talebi
motor claims
rahat soluk alacak zaman bulamamak
to have a hectic time Verb
s iskonto ettirilmiş alacak senetleri
note receivable discounted Noun
sahte veya hileli tazminat veya alacak talebi
false claim
şüpheli alacak (tahsili mümkün görülmeyen alacaklar
bad debts Noun
tahsildeki alacak senet dileri
notes receivable in collection Noun
tahsildeki alacak senetleri
nfrs receivable in collection Noun
vukuu şüpheli bir olaya bağlı talep veya alacak hakkı
contingent claim
yer alacak olan müzakereler
forthcoming negotiations Noun
yeterli alacak durumu
sufficient balance
yetersiz alacak durumu
insufficient balance
zamanaşımına uğramış alacak (borç
debt barred by the statute of limitations
Diğer Alacak Senetleri Reeskontu (-)
Rediscounts on Other Notes Receivable (-) Accounting
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir anlaşma, bir hesap gereğince veya ... olan para veya mal
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.