alacaklı

Turkish-English Translation

  1. Noun, Accounting creditor
  2. demander
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

teminat alacaklısı
chargee Noun, Law
(iflas) ayni teminatlı alacaklı
lien creditor
acil alacaklı
urgent creditor
adi alacaklı
general creditor
adi alacaklı
ordinary creditor
alacağı senetle temin olunan alacaklı
bond creditor
asıl alacaklı
principal creditor
aynı sıra daki alacaklı
quarterly ranking creditor
aynı sıradaki alacaklı
quarterly ranking creditor
banka hesabı alacaklı
in the black
baş alacaklı
main creditor
baş alacaklı
principle creditor
baş alacaklı
chief creditor
beklenen ya da gelecekteki bir dava hakkına sahip alacaklı
conditional creditor
belgeli alacaklı
certificate creditor
borçlu ve alacaklı
debtor and creditor
borçlunun malını haczettiren alacaklı
attaching creditor
borçlusunu icra yolu ile takip eden ilamlı alacaklı
execution creditor
borcu ödenmeyen alacaklı
dissatisfied creditor
çifte teminatlı alacaklı
double creditor
güvencesiz alacaklı
unprotected creditor
güvenilir alacaklı
confidential creditor
güvenilir alacaklı
creditor confidence
hakkı ödenmiş alacaklı
paid off creditor
hakkı ödenmiş alacaklı
paid-off creditor
hilekâr alacaklı
fraudulent creditor
icra takibatı yapan alacaklı
executing creditor
icraya başvuran alacaklı
executing creditor
ikinci derece alacaklı
subsequent creditor
ikinci derecede alacaklı
junior creditor
ikincil alacaklı
secondary creditor
ilamlı alacaklı
judgment debtor Noun, Law
ilamlı alacaklı
judgment creditor Noun, Law
imtiyazlı alacaklı
privileged creditor
imtiyazlı olmayan alacaklı
non privileged creditor
ipotekli alacaklı
mortgage creditor
ısrarlı alacaklı
urgent creditor
iyi niyetli alacaklı
bona fide creditor
iyi niyetli ilanlı alacaklı
bona fide judgment creditor
kefalet vb şeklinde temin olunmamış alacaklı
general creditor
kendisine sadece bir kez kefil olunan alacaklı
single creditor
memleket içindeki alacaklı
domestic creditor
mevcut alacaklı
existing creditor
muhtemel alacaklı
expected to rank
müşterek alacaklı
joint creditor
müşterek alacaklı
fellow creditor
müşterek müteselsil alacaklı
joint and several creditor
müteselsil alacaklı
joint creditor
öncelik hakkı olan alacaklı
(US) preferred creditor
öncelik hakkı olan alacaklı
preferred creditor
ortak alacaklı
cocreditor
ortak alacaklı
joint obligee
ortak alacaklı
joint creditor
özel alacaklı
private creditor
rehinli alacaklı
arrester
rehinli alacaklı
holder of a pledge
rüçhanlı alacaklı
prior creditor
şahsi alacaklı
individual creditor
senedin hamili alacaklı
bond creditor
senetli alacaklı
bond creditor
sözleşmedeki alacaklı
contract creditor
teminatlı alacaklı
secured creditor
teminatsız alacaklı
pledgee
teminatsız alacaklı
general creditor
teminatsız alacaklı
unsecured creditor
teminatsız alacaklı
lienor
tercihli alacaklı
(Br) preferential creditor
ticari alacaklı
mercantile creditor
yabancı alacaklı
foreign creditor
alacaklı bakiye
credit balance
alacaklı bakiye
active balance
alacaklı bakiye veren hesap
to compose with one's creditors creditor account
alacaklı banka
creditor bank
alacaklı borçlu ilişkisi
creditor debtor relation
alacaklı davası
action for debt Noun
alacaklı defteri
purchase register
alacaklı defterini tutan memur
voucher clerk
alacaklı devlet
creditor state
alacaklı durumu
creditor position
alacaklı geçici hesaplar
transitory liability accounts Noun
alacaklı hali
creditor position
alacaklı hesabı
credit account
alacaklı hesabı
creditor account
alacaklı hesabı listesi
schedule of accounts receivable
alacaklı hesap
credit account Noun, Accounting
alacaklı hesap kayıt ihbarı
advice of amount credited
alacaklı hesaplarına karşılık kredi sağlayan kuruluş
commercial credit company
alacaklı heyeti
board of creditors
alacaklı kalemleri
receivable items Noun
alacaklı kalemleri
(US) receivable items Noun
alacaklı kontrolu
creditor control
alacaklı kontrolü
creditor control
alacaklı kurulu
board of creditors
alacaklı kurulu
creditors'committee
alacaklı lılardan kaçmak
to stave off creditors Verb
alacaklı ödemesi
payment of creditors
alacaklı olmak
to have to the credit of one's account Verb
alacaklı senedi
proof of debt
alacaklı senedi
evidence of indebtedness
alacaklı senetleri
creditor securities Noun
alacaklı sıfatıyla iddia sahibi olmak
to rank as creditor Verb
alacaklı sıra belgesi
certificate of priority
alacaklı sırası
ranking of a creditor
alacaklı talebi
creditor claim
alacaklı taraf
creditor side
alacaklı tarafa
to the good
alacaklı ülke
creditor country
alacaklı ülke
creditor nation
(iflas) alacaklı tercih etme
fraudulent preference
(iflas) alacaklı tercih etmek
to undue preference Verb
banka kayıtlarına göre alacaklı durumda olmak
to be a creditor on the bank books Verb
belirsiz alacaklı için garanti teklifi
general guaranty
bilançonun alacaklı tarafını ağır bastırmak
to show up in black on the balance sheet Verb
bir sözleşmenin alacaklı veya lehdarı
obligee
birden çok alacaklı için konmuş ipotek
contributory mortgage
birden çok alacaklı için konulmuş ipotek
contributory mortgage
birinden alacaklı olmak
to have claims against someone Verb, Accounting
borç veren alacaklı hanım
creditress
borçlu alacaklı ilişkisi
debtor creditor relation
borçlu ile alacaklı haklarının aynı kişide olması
confusion of rights
böylece hem borçlu hem alacaklı olur
agent and patient
mahkeme dışı alacaklı ile uzlaşma
composition by deed of arrangement
tasarruf sahibinin banka cüzdanındaki alacaklı bakiye
withdrawal value
tek bir alacaklı için ödeme talimatı
special assignment
tercihli alacaklı durumunda bulunmak
to rank as a preferential creditor Verb
yalnız borç ve alacaklı tutarını gösteren
blind entry
yegâne alacaklı ve yegâne borçlunun aynı kişide olması
confusion of debts
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Birinden alacağı olan kimse
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.