alet

Turkish-English Translation

  1. machine
  2. means
  3. Noun equipment
  4. engine
  5. handle
  6. tool
  7. device
  8. vessel
  9. organ
  10. apparatus
  11. appliance
  12. implement
  13. lever
  14. utensil
  15. appliance producer
  16. tool equipment
  17. Noun instrument
  18. appurtenances
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(demiryolu) kar küreme aleti
obstruction guard
(demiryolu) kar küreme aleti
track clearer
açı ölçme aleti
quadrant
arazi mesaha aleti
surveying instrument
arazi ölçme aleti
surveying instrument
aşı aleti
vaccinator vaccinist
bıçak yarası
knife wound Noun, Medicine
bir elektriksel gösterge aleti
hot wire
cinayet aleti
murder weapon
cinayet aleti
murderous weapon
cinayet aleti
weapon murder
el aleti
tool
el aleti
hand tool
elektrikli ev aleti
electric-powered household gadget
ev aleti
household appliance
geyç ölçme aleti
gauge
görüş mesafesini ölçme aleti
visibility meter
hava basıncı ölçme aleti
air pressure gauge
içilen alkol miktarını ölçme aleti
intoximeter
ışıklı sinyal verme aleti
blinker apparatus
işitme aleti
hearing aid
işkence aleti
rack
istim kazanında su yun yüksekliğini ölçme aleti
water gauge
istim kazanındaki suyun yüksekliğini ölçme aleti
water gauge
kazıma aleti
scraper
kesici alet
sharp object Noun
kumaş tüyünü kabartma aleti
teasel
mum söndürme aleti
snuffer
mutfak aleti
kitchen gadget
müzik aleti
instrument Noun, Music
müzik aleti
musical instrument Noun, Music
ölçme aleti
measuring instrument
ölçme aleti
surveying instrument
ölçme aleti
measuring device
ölçme aleti
gage
ölçme aleti
metre
ölçme aleti
gauge
ölçme aleti
meter
Ölçme, test ve seyrüsefer amaçlı alet ve cihazlar ile saat imalatı (NACE kodu: 26.5)
Manufacture of instruments and appliances for measuring, testing and navigation; watches and clocks (NACE code: C26.5) Noun, Trades-Professions
Ölçme, test ve seyrüsefer amaçlı alet ve cihazların imalatı (NACE kodu: 26.51)
Manufacture of instruments and appliances for measuring, testing and navigation (NACE code: C26.5.1) Noun, Trades-Professions
ölçü aleti
measuring tool
radyoda gürültü yapan yayın aleti
jamming transmitter
ses ölçü aleti
sound ranging instrument
silme aleti
wiper
sivri uçlu yazma aleti
stylus
slayt gösterme aleti
viewer
sürat ölçme aleti
tachometer
tansiyon aleti
BP monitor Noun, Medical Equipment
tansiyon aleti
sphygmomanometer Noun, Medical Equipment
tansiyon aleti
blood pressure monitor Noun, Medical Equipment
tesviye aleti
level
uzaktan okuma aleti
distant reading instrument
yağmur miktarını ölçme aleti
udometer
yangın söndürme aleti
fire apparatus
yangın söndürme aleti
fire extinguisher
yangın söndürme aleti
fire engine
yer ölçümü aleti
theodolite
ağzı açık tutmak için ağıza sokulan alet
gag
ambalaj veya paket yapan kimse veya alet
packer
arazi arızalarını kaydedici alet
pedograph
ayarlayıcı alet
tuner
bir şeyin tepesini kesen kimse veya alet
topper
çentmeye özel alet
hack
cetvel haline koyan kimse veya alet
tabulator
çöpleri ezen alet
trash smasher
delici alet
pointed object Noun, Law
delik açıcı ve deliğin pürüzlerini giderici alet
reamer
delik temizleyici alet
picker
demir alet
iron
doğru ölçen alet
exact instruments
elektrikle işleyen alet
power instrument
eskiyen alet
perishable tool
eşya kaldırmaya mahsus tırnaklı alet
grab
gebeliği önleyici hap veya alet
contraceptive
güneşin fotoğrafını çekmede kullanılan alet
heliograph
halat örmeye mahsus demir alet
heaver
herhangi bir şeyi muhafaza eden alet
guard
herhangi ufak bir alet
jigger
karışla ölçen kimse veya alet
spanner
kaymasın diye sıkı tutmaya yarayan alet
purchase
kesecek alet
edge tool
kesici alet
cutter
kesici alet
sharp object Noun
keskin ağızlı alet
edge tool
kopya çıkaran alet
tracer
kullanışlı alet
convenient tool
makine türü alet
gadget
marifetli alet
ingenious device
pençeye benzer bir alet
claw
rüzgârın süratini ölçen alet
wind gauge
sivri uçlu alet
prick
su seviyesini gösteren alet
tidal gauge
su seviyesini gösteren alet
tide gauge
tesviye eden kişi ya da alet
level l er
titreşim yaratmak için kullanılan alet
vibrator
tokmakla vurularak ses çıkaran yassı bir madeni alet
gong
toprağı işleyen kimse veya alet
tiller
yakıp kül haline getiren makine veya alet
incinerator
yürünülen mesafeyi ölçerek kaydeden alet
pedometer
yuvarlaklaştırıcı alet
rounder
zaman ölçen ya da gösteren alet
clock
alet arabası
tool car Noun
alet çantası
workbag Noun
alet çantası
toolbox Noun, Transport
alet çantası
tool box Noun
alet donanımı
assortment of tools
alet edavat
gear
alet edavat
tools and gadgets
alet edavat
tools
alet edavat
plant
alet edavat
tooling
alet edavat , avadanlıklar
tools and tackle Noun
alet edavat kirası
tools rent
alet edavat kutusu
tool kit
alet edevat
paraphernal property
alet edevat
toolings , furniture and fixtures
alet edevat
tooling and implements
alet edevat
tools and tackle
alet edevat
implements
alet edevat kirası
tools rent
alet edevat kutusu
tool kit
alet edevat ve makina
tools and machinery
alet edevat ve makine
tools and machinery
alet edevatın saklandığı depo
tool house
alet etmek
to use sb Verb
alet etmek
to make a fool of Verb
alet hatası
instrument error Noun
alet hatası
instrumental error Noun
alet ile ağzını açık tutmak
to gag Verb
alet kullanma
instrumentation
alet kutusu
workbox
alet kutusu
tool box
alet kutusu
outfit tools
alet olmak
to be an instrument to Verb
alet paraziti
instrumental disturbance
alet patenti
device patent
alet sigortası
tools insurance Noun
alet tablosu eldiven gözü
glove box
alet takımı
set of tools
alet takımı
gang
alet torbası
tool bag Noun
alet ve olanak sağlamak
to provide instruments Verb
alet yapma
instrument making
alet yapmak
to instrument making Verb
(işçi) alet edevat ve iş giysisi masrafları
personal expense Noun
(makas ya da kesici bir alet ile) kesmek
to clip Verb
(yardımcı alet olmadan) çıplak gözle
with naked eye
avadanlıklar , alet edavat
tools and tackles
başka birinin elinde alet olmak
to be a mere instrument in the hands of another Verb
belirli parçaları seçip kötü bir amaca alet etmek
to garble Verb
birini bir işe alet etmek
to make a cat's paw of sb Verb
cihaz; alet; gereç
device
demiryolu hattı alet ve edevatı
work equipment
hassas alet mihaniği
precision mechanics
hırsızın alet kutusu
keister
kesici ve delici alet yarası
stab wound Noun, Medicine
makine alet sanayii
machine industry
makine alet sanayii
machine tool industry
tarım (çiftlik) alet ve edevatı
agricultural (farms) implements
âlet
handle
kalınlığı ölçen âlet
feeler
Tarım Alet ve Makineleri Test Merkezi Müdürlüğü
Directorate of Testing Center of Agricultural Equipment and Machinery Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir işi ... makine, aygıt
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.