allowance

  1. ödenek, tahsisat, istihkak, harçlık.
    travelling allowance: seyahat ödeneği.
    He gets a weekly
    allowance of $10: Haftada $10 harçlık alır.
    children's/family allowance: çocuk zammı, aile yardımı.
    to put someone on short allowance: ödeneğini kısmak.
  2. aylık bağlama, tahsis etme.
  3. pay, had, ihtiyat payı.
    an allowance for depreciation: yıpranma payı.
    an allowance for profit: kâr haddi.
  4. göz yumma, hoşgörü, müsamaha.
    the allowance of slavery: esirliğe göz yumma.
  5. kabul, itiraf, teslim etme.
    the allowance of a claim: bir iddiayı kabul etme.
  6. tolerans.
  7. izin, ruhsat, müsaade.
  8. (erzak vb.) istihkakını kısıtlamak, vesikaya bağlamak.
    Distress forced the captain to allowance his
    crew: Zaruret, kaptanı tayfanın erzak istihkakını kısıtlamaya zorladı.
konut tazminatı
ya da evli çiftlerden yaşı 65'in üzerinde olana uygulanan vergi indirimi
65 yaş üzerindeki bir kişiye
yaşlılık indirimi
yıllık amortisman indirimi
yıllık ödenek
amortisman kaybını denkleştiren meblağ
temel konfor
şartlı indirim (alıcının , bir malın satın alma şartlarını yerine getirmesi sonucu kendisine uygulanan iskonto
fire payı (normal kırılma payı ile ilgili olarak satıcı ile alıcı arasında yapılan anlaşma
(gelir vergisi) işyeri indirimi
sermaye muafiyeti
vergiyi hesaplamadan önce sabit aktifler (araçlar , makineler ve tesisler , endüstri binaları , vb) için
ayrılacak amortismanı hesaba katmak amacıyla
yatırım indirimi Noun, Taxation-Customs
vergilendirilecek kârın tespitinde kanunen tanınan amortisman miktarı
otomobil ödeneği
taşıyıcının hakları Noun
nakit ödemek Verb
peşin ödeme indirimi
nakdi ödenek
nakit ödenek
çocuk indirimi
(Br) çocuk ödeneği
(Br) çocuk zammı
çocuk zammı
doğum yardımı
giyim ödeneği
giyim yardımı
iş riski ücreti
fazla mesai ücreti
asgari geçim indirimi Noun
döviz tahsisatı
döviz tahsisatı
müşteri iskontosu Noun
günlük tazminat
günlük ödenek
bayi indirimi
hayat pahalılığı zammı
çocuk yardımı
tükenme payı
amortisman indirimi
amortisman karşılığı
(askerlik) günlük cep harçlığı
sakatlık ödeneği
amortisman olanağından yararlanmamak Verb
(US) tarım ürünlerinde fiyat frenleme primi
giysi ödeneği
temsil masrafları ödeneği
gümrüksüz sokulabilecek eşya miktarı
eşinin kazancı üzerinden de aldığı vergi indirimi
kendi kazancı üzerinden aldığı vergi indirimine ek olarak
(Br) karısının da kazancı olan vergi mükellefinin
eğitim yardımı
eğitim yardımı
misafir ağırlama ödeneği
ağırlama ödeneği
misafir ağırlama tahsisatı
bir şirket yöneticisinin iş temasları sırasında müşterilerini ya da olası müşterilerini ağırlaması için
kendisine tahsis edilen meblağ
(Br) veraset vergisi muafiyeti
döviz tahsisi
gider tazminatı
ilave ödenek
ek ödenek
(US) terekeden ödenen geçim parası
(Br) aile yardımı
çocuk yardımı (anneye 16 yaş altındaki bütün çocuklar için yapılan haftalık ödeme
aile yardımı
yorgunluk zammı
şantiye zammı
kırsal kesim ödeneği
işyeri zammı
sabit ödenek
götürü ödenek
maktu ücret
uçuş tazminatı
yiyecek yardımı
bir yolcunun bindiği taşıma aracında ücretsiz olarak yanına almasına izin verilen bagaj
cenaze masrafları yardımı
benzin istihkakı
(US) benzin istihkakı
genel indirim
emeklilik maaşı
bindirmesi
indirmesi
vb gibi konularda özel dikkat gerektiren bir mal için üreticinin toptancı ya da perakendeciye uyguladığı iskonto
depolanması
meşakkat ödeneği
tatil tezminatı
ev idaresi ödeneği
konut yardımı
yatırım muafiyeti
sermaye muafiyeti ile eş anlamlıdır
adil tahsisat
dil tazminatı
dil zammı
fire payı
ibate (dışarda yatıp kalkma) parası
pahalılık zammı
(askerlik) lojman zammı
toptan amortisman indirimi
öğle yemeği zammı
öğle yemeği tahsisatı
karı-kocaya tanınan vergi muafiyeti
evlilik asgari geçim indirimi
(Br) karı-koca vergi muafiyeti
emtia indirimi
yemek yardımı
tayın bedeli

mileage = milage ile ayni anlama gelir. (mil başına verilen) yolluk/harcırah.
He gets mileage
= milage on trips he makes for the company.
en az geçim indirimi
para tahsisatı
nakdi yardım
para ödeneği
aylık ödenek
(öğrenci) aylık ödenti
aylık tahsisat
(US) taşınma yardımı
büro giderleri ödeneği
büro masrafları Noun
üniforma ödeneği
iş saatlerinden fazla çalışma zammı
performans ödeneği (reklam ve mal teşhiri çalışmalarına katılan perakendeciye toptancı ya da üretici
tarafından uygulanan toplam mal alışı miktarı üze
vergi mükellefiyetine tabi olmayan ve zamanla değiştirilen gelir tutarı
(Br) gelir vergisi mükelleflerinin
kişilerin üzerinden vergi vermeye yükümlü olmadıkları gelirleri Noun
şahsi tahsisat
özel şahsi indirim
İngiltere'de
bu tutar yıldan yıla değişir
benzin karneye bindiğinde otomobil başına tanınan benzin tahsisatı
benzin karneye bindiğinde otomobil başına tanınan bezin tahsisatı
satış indirimi
(US) promosyon tahsisatı
promosyon tahsisatı
iaşe (yiyip içme) parası
tayın bedeli
ara dinlenmesi
tolerans
hakkı nar
kira zammı
kira tahsisatı
konut yardımı
satış iskontosu Noun
yetersiz tahsisat
(US) kıdem zammı
(askerlik) ayrılma parası
(acente) hizmet indirimi
(US) kıdem tazminatı
hastalık yardımı
hastalık yardımı
özel tazminat
devlet ödeneği
geçim tahsisatı
emeklilik maaşı
(Br) işsizlik sigortası alanlara
devlet tarafından yapılan ek haftalık ödeme
gelirlerinin geçerli yaşam standardına uygun duruma getirebilmek için
şişme payı (sevkıyat sırasında hasar gören mallara karşılık olmak üzere fatura fiyatı üzerinden yapılan indirim
vergi indirimi Noun, Taxation-Customs
vergi dışı bırakılmasına izin verilen gelir miktarı
aracı indirimi
toptancı indirimi
(US) taşınma masrafları yardımı
yol parası Noun, Employment
harcırah tahsisatı
yurtdışı gezilerinde vergiye tabi olmayan döviz
harcırah Noun
yolluk Noun
seyahat tahsisatı
yolculuk ödeneği
(US) tatil tazminatı
fire payı
haftalık cep harçlığı
vergiden düşülebilecek masraf
şüpheli alacaklar karşılığı hesabı
ticaret eşyasının tesliminde bozuk çıktığı takdirde fiyat indirimi
ayni yardım
her ata yaş, cins, sicil ve başarısına göre belirli bir ağırlık tanıyan at yarışı.
fabrikada halihazırda uygulanan fazla mesai
(Br) çocuk yardımı indirimi
(US) sakatlık yardımı
göz önünde bulundurmak Verb