Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
altitude
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun, Geography
irtifa
Noun, Geography
rakım
Noun, Geometry
yükseklik
Noun
rakım, deniz düzeyinden itibaren ölçülen yükseklik/irtifa.
Noun
yükseklik.
The buildings of Paris are not of great altitude
: Pariste binalar pek yüksek değildir.
The airplane was flying at an altitude of 6000 meters
: Uçak 6000 metre yükseklikte uçuyordu.
Noun, Astronomy
bir gök cisminin ufka nazaran açısal yüksekliği.
Noun, Geometry
yükseklik: bir geometrik şeklin tepesinden tabanına indirilen dikmenin uzunluğu.
Noun
yüksek mevki/rütbe vb.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
low-altitude
alçak irtifa
Adjective, Aviation
medium-altitude
orta irtifa
Adjective, Aviation
(airplane) to gain altitude
tırmanmak
Verb
absolute altitude
salt yükseklik, mutlak irtifa: uçak veya roketin yer yüzünden düşey yüksekliği.
angle of altitude
yükseklik açısı
critical altitude
kritik yükseklik
flight altitude
uçuş yüksekliği
flying altitude
uçuş yüksekliği
lose altitude
alçalmak
Verb
losing altitude
alçalma
losing altitude
alçalış
pressure altitude
baskı yüksekliği
pressure altitude
barometre basınç yüksekliği
zero altitude
sıfır irtifa
zero altitude
sıfır yükseklik
altitude dial
güneş saati.
altitude sickness
(yükseklerde oksijen azlığından ilerigelen) başdönmesi.
high- altitude aircraft
yüksek irtifa uçağı
high- altitude flying
yüksek irtifa uçuşu
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.