araci

Turkish-English Phrases

ağır yük taşıt aracı
heavy commercial vehicle
akreditifte aracı banka
bank negotiating the letter of credit
amaç ile aracı birbirine karıştırmak
to confound means with ends Verb
aracı
interagent
aracı
instrument Noun
aracı
intermediate
aracı
mesne
aracı
fixer
aracı
agent Information Technology
aracı
mediator
aracı
interceder
aracı
friendly arbitrator
aracı
go- between
aracı
intermediate agent
aracı
transactor
aracı
negotiator
aracı
intercessor
aracı
us- weather market-maker
aracı
middleman
aracı
go-between
aracı
go between
aracı
broker
aracı
entrepreneur
aracı
finder
aracı
forestaller
aracı
intermediator
aracı
intermedium
aracı
internuncio
aracı
intermediary Noun
aracı alıcı
intermediate buyer
aracı banka
intermediary bank
aracı eliyle
indirectly Adverb
aracı eliyle kabul
acceptance for honour
aracı firma
commission house
aracı indirimi
trade allowance
aracı komisyoncu
buying commission
aracı komisyonu
mediation commission
aracı koymak
to ask to third person to mediate Verb
aracı kurum
stock broker
aracı kurum
brokerage house Noun, Banking
aracı kurum
intermediary Noun, Banking
aracı müteahhit
entrepreneur
aracı olan
instrumental
aracı olarak hareket etmek
to act as intermediary Verb
aracı şahıs
intermediary
aracı satıcı
intermediate seller
aracı satın alan
intermediate buyer
aracı simsar
intermediate broker
aracı sız kabul
acceptance for honour by intervention supra protest
aracı sız ödeme
payment for honour supra protest
aracı tanık
intermediate witness
aracı taşımacı
intermediate carrier
aracı toptancı
wholesale middleman
aracı tüccar
transient vendor
arazi aracı
off- road vehicle
arazi aracı
off-road vehicle Noun, Transport
asker taşıma aracı
personnel carrier Noun, Military
askeri servis aracı
military shuttle bus Noun, Military
aya inen uzay aracı
lunar module
baskı aracı
tool of repression Noun, Politics-Intl. Relations
binek aracı
passenger vehicle Noun, Transport
bir motorlu aracı tescil ettirmek
to register a motor vehicle Verb
borçlanma aracı
debt instrument Noun, Banking
borçlanma aracı
borrowing instrument Noun, Banking
bükme aracı
bender
cezaevi aracı
prisoner transport vehicle Noun, Transport
değiş tokuş aracı
medium of exchange
degişim aracı
medium of exchange
değişim aracı
medium of exchange
deniz aracı
naval vessel
depo taşıt aracı
warehouse truck
eğitim aracı
educational appliance
eski taşıt aracı
old crock
f.o.b. taşıt aracı
f.o.b. shipping point
Federal Aracı Kredi Bankası
Federal Intermediate Credit Bank Noun
finansal aracı
financial intermediary Noun, Economics
finansal aracı kurum
financial intermediary
finansal aracı kurumu
financial intermediary
finansman aracı
financial instrument Noun, Banking
geçici ve aracı hesap
clearing account
geçici veya aracı hesabı
liaison account
geçici veya aracı hesap
liaison account
geliştirme aracı
development tool Information Technology
gezici sağlık aracı
mobile medical vehicle Noun, Medicine
gümrük mühürlü taşıt aracı
sealed vehicle
güvenlik aracı
safety car Noun, Sports
halk taşıma aracı
hackney carriage
hava aracı
aircraft Noun, Aviation
hava kirliliği ölçüm aracı
air pollution measurement vehicle
insansız hava aracı
unmanned aerial vehicle
insansız hava aracı
drone Noun, Transport
insansız hava aracı (İHA)
unmanned aerial vehicle (UAV) Noun, Military
insansız hava aracı (İHA)
unmanned aircraft Noun, Military
insansız kara aracı
unmanned ground vehicle Noun, Military
itfaiye aracı
fire engine Noun, Transport
kamp aracı
camper vehicle
kamu taşıt aracı
public transport
kamu taşıt aracı
public vehicle
kamu taşıt aracı
public carriage
kamu ulaşım aracı
public service vehicle
kar küreme aracı
snowplow
kar temizleme aracı
snowplough
karayolları taşıt aracı
road vehicle
karayolu aracı
road vehicle
kiralık taşıt aracı
for-hire vehicle
küçük deniz aracı
small marine vessel Noun, Maritime Traffic
kurşun mühürlü taşıt aracı
sealed vehicle
kurtarma aracı
rescue vehicle
kurtarma aracı
recovery vehicle
mafsallı taşıt aracı
articulated vehicle
mali aracı
financial intermediaries
mali aracı
financial intermediary
malları konsinye olarak satan aracı
consignee
mekanik taşıt aracı
mechanical transport
motorlu aracı tescil ettirmek
to register a motor vehicle Verb
motorlu taşıt aracı
motor vehicle
muharebe aracı
combat car
muharebe aracı
(US) combat car
muharebe istihkam aracı
military engineering vehicle Noun, Military
nakil aracı hesabı
delivery equipment account
ödeme aracı
means of payment
ödeme aracı olan para
money of account
öğretim aracı
teaching aid
okul servis aracı
school service vehicle Noun, Transport
otomobil çekme aracı
tow car
polis aracı
police vehicle Noun, Public Administration
propaganda aracı
vehicle of propoganda
propaganda aracı
vehicle of propaganda
propaganda aracı
propaganda tool Noun, Politics-Intl. Relations
reklam aracı
publicity medium
reklam aracı
vehicle for advertising
sabit mübadele aracı
permanent medium
savaş taşıt aracı
fighting vehicle
savunma aracı
defence defense
senet alıp satan aracı
broker
sermaye piyasaları aracı kurumu
capital markets intermediary Noun, Banking
servis aracı
shuttle Noun
servis aracı
shuttle Noun, Transport
silah taşıma aracı
weapons carrier truck
söndürme aracı
fire extinguishing vehicle Noun
su aracı
water craft
su taşıma aracı
water carriage
su taşıt aracı
watercraft
suç aracı
instrument of crime Noun, Law
tahlisiye aracı
life boat
tamir aracı
repair vehicle
tamirdeki taşıt aracı
deadline vehicle
tarım amacıyla kullanılan taşıt aracı
agricultural vehicle
taşıt aracı
delivery equipment
taşıt aracı
means of conveyance
taşıt aracı
means of carriage
taşıt aracı belgeleri
claim check Noun
taşıt aracı filosu
running of a fleet Noun
taşıt aracı hangarı
vehicle bay
taşıt aracı hasarı
vehicle damage
taşıt aracı için bilet satıcısı
counter agent
taşıt aracı inşaatı
vehicle building
taşıt aracı kapasitesi
vehicle output
taşıt aracı kullanıcısı
vehicle user
taşıt aracı plaka vergisi
vehicle licence
taşıt aracı plaka vergisi
vehicle licence tax
taşıt aracı ruhsatı
vehicle licence tax
taşıt aracı ruhsatı
vehicle licence
taşıt aracı sanayii
vehicle business
taşıt aracı sigortası
vehicle insurance Noun
taşıt aracı trafiğine kapalı olmak
to be closed for vehicular traffic Verb
taşıt aracı tüneli
vehicular tunnel
taşıt aracı tüneli
vehicle tunnel
taşıt aracı üretimi
vehicle production
taşıt aracı vergisi
vehicle tax
taşıt aracı yenileme
vehicle replacement
taşıt aracı yokluğu
lack of transport
ticari ödeme aracı
commercial paper
ticari taşıt aracı
commercial vehicle
tırtıllı taşıt aracı
tracked vehicle
toplu taşıma aracı
public transport vehicle Noun, Public Administration
toptancı aracı
wholesale middleman
türlü amaçlı taşıt aracı
all-purpose vehicle
ulaşım aracı
vehicle Noun, Transport
ulaşım aracı
transportation Noun
üstü kapalı yük taşıt aracı
closed wag g on
uzay taşıt aracı
space vehicle
vasıta sollayan taşıt aracı
overtaking vehicle
vergi aracı
fiscal instrument
yabancı marka taşıt aracı
foreign-made vehicle
yalnız zencilere özel taşıma aracı
jim crow car
yarı mamuller için aracı
intermediate store
yasal ödeme aracı
legal tender Noun, Law
yatırım aracı
investment vehicle Noun, Banking
yol bakım aracı
road maintenance vehicle Noun, Transport
yol süpürme aracı
cleaner vehicle
yol süpürme aracı
street sweeper Noun, Transport
yolcu aracı
passenger vehicle Noun, Transport
yönetim aracı
rein
yük taşıt aracı
goods vehicle
yüzey aracı
surface vessel Noun, Transport
zabıta aracı
municipal police vehicle Noun, Public Administration
zırhlı muharebe aracı
armored combat vehicle Noun, Military
zırhlı muharebe aracı (ZMA)
armoured combat vehicle Noun, Military
Turkish-English phrases from Zargan's own database

aracı
Bir işi yapmak veya tarafları uzlaştırmak, ... eden kimse, elçi, vâsıta