assurance

  1. Noun güvence, inanca, teminat.
    He received assurances of support for the project: Projenin destekleneceğine dair güvence aldı.
  2. Noun vait, garanti.
    He gave his assurance that the job will be done: İşin yapılacağını vadetti.
  3. Noun güven, emniyet, itimat, söz, yemin.
    to act in the assurance of success: başaracağına güvenerek
    hareket etmek.
    to make assurance double sure: kesinlikle emin olmak için.
  4. Noun kendine güvenme, itimadı nefis, cesaret, korkusuzluk, atılganlık.
    He acted with speed and assurance:
    sürat ve cesaretle atıldı.
  5. Noun pişkinlik, yüzsüzlük, arsızlık, lâübalilik, kendini beğenmişlik.
  6. Noun sigorta.
    life assurance: hayat sigortası.
(Br) hayat halinde sigorta
doğum sigortası Noun
tek primli sigorta
hayat sigortası kapitali
(Br) geciktirilmiş çocuk sigortası Noun
geciktirilmiş çocuk sigortası Noun
tamamlayıcı sigorta
munzam sigorta
munzam (tamamlayıcı) sigorta
(Br) devir ve temlik
(Br) konvertibl sigorta
konvertibl sigorta
karşılıklı sigorta
(Br) reasürans
reasürans
satın alıcının gayrımenkül satıcısından makul olarak isteyebileceği ve uygulanmasının mükemmelleştirici
bazı fiillerin teminini öngören sözleşme
ek güvenceli mukavele
sigorta bedelinin zaman zaman azaldığı geçici hayat sigortası Noun
geciktirilmiş sigorta
(Br) geciktirilmiş sigorta
ertelenmiş hayat sigortası Noun
(Br) ertelenmiş hayat sigortası Noun
çeyiz sigortası Noun
(Br) eğitim sigortası Noun
eğitim sigortası Noun
(Br) hayat halinde sigorta (poliçede belirtilen tarihte sigortalı hayatta ise sigortacının sigortalıya
ödemeyi taahhüt ettiği sigorta
hayat halinde sigorta
aile sigortası Noun
primsiz hayat sigortası Noun
tam kalite güvencesi
hayat grup sigortası Noun
kendinden son derece emin olmak Verb
ev idaresi sigortası Noun
(Br) küçük hayat sigortası Noun
hayat sigortası. Noun
sınırlı prim ödemeli hayat sigortası Noun
(Br) sınırlı prim ödemeli hayat sigortası Noun
karşılıklı sigorta
(Br) büyük hayat sigortası Noun
büyük hayat sigortası Noun
ortaklık sigortası Noun
(Br) ortaklık sigortası Noun
(Br) sigorta poliçesi
ürün kalite güvencesi
üretim kalite güvencesi
sabit primli sigorta
kalite teminatı
kalite güvencesi
Nitelik Güvencesi Information Technology
risk sigortası Noun
tek primli sigorta
hayat sigortası şirketi
(Br) hayat sigortası şirketi
sigorta kuvertürü
bir gayrimenkulün devir ve temliki
(Br) ölüm vukuunda ödenecek sigortanın devir ve temliki
tıbbi muayenesiz sigorta
(Br) bir hayat sigortası poliçesini devretmek Verb
(Br) hayat halinde sigorta planı
iki başlı hayat sigortası Noun
ikibaşlı hayat sigortası Noun
hayat sigortası primin vergi işlemleri Noun
(Br) hayat sigortası primlerinin vergi işlemleri Noun
(Br) hayat sigortası şirketi
hayat sigortası şirketi
hayat sigortası sözleşmesi
üçüncü şahıs hayat sigortası Noun
üçüncü şahıs hayat sigortası Noun
hayat sigortası poliçesi
hayat sigortası primi
kalite güvence ekipmanı
(Br) 60 yaşından sonra başlayan yaşlılık sigortası yaptırmak Verb
bir hayat sigortası poliçesini devretmek Verb
hayat sigortası poliçesinden elde edilen kârların yatırım por tföyüne birimler halinde yatırıldığı ve
böylelikle potansiyel ek gelir imkânı veren poli
birine bağlı sigorta poliçesi