audience

  1. Noun, Language-Literature izler kitle
  2. Noun, Language-Literature izleyici
  3. Noun dinleyici/seyirci topluluğu, dinleyiciler, seyirciler.
    The meeting attracted a large audience:
    Toplantıya pek çok dinleyici geldi.
  4. Noun radyo dinleyicileri, TV seyircileri, halk.
  5. Noun bir toplantıda hazır bulunanlar, topluluk.
  6. Noun duruşma, resmî görüşme/dinleme.
    The committee will give you an audience to hear your plan: Kurul,
    planınızı resmen görüşecek/dinleyecek.
  7. Noun huzura kabul: hükümdar veya yüksek makam sahibi bir kimse ile görüşme.
    audience chamber: kabul
    salonu.
    give/grant an audience to: huzura kabul etmek.
    have an audience with … : … ile mülâkat yapmak/görüşmek, huzura kabul edilmek.
  8. Noun (sesleri/kelimeleri) işitme, dinleme, duyma.
tasarılarını dinleyicilere anlatmak Verb
dinleyicilerini etkisi altına almak Verb
dinleyicilerini büyülemek Verb
dinleyicilerine kendini dinletmek Verb
dinleyicilerini büyülemek Verb
dinleyicisini etkilemek Verb
bir dinleyici kitlesinin hoşuna gitmek Verb
mevcut dinleyiciler ve seyirciler
Kanada'da potansiyel radyo dinleyicileri ya da televizyon seyircileri Noun
mevcut dinleyiciler
vasat bir gazetenin okuyucusu
huzura kabul edilmek Verb
gizli oturuma kabul edilmek Verb
dinleyiciler arasında oturmak Verb
radyo yayını dinleyicileri Noun
zoraki dinleyici, zorla dinlemek/seyretmek zorunda kalan kimse(ler).
People watching TV are a captive
audience for advertisers.
sinema seyircisi
eleştirici dinleyici kitlesi
kalabalık seyirci
kalabalığa seyirci
kümülatif dinleyiciler
birbirini izleyen yayınlar (basın , radyo , TV) sonucu kendilerine ulaşmış olan toplam insan ya da hane sayısı
gündüz televizyon yayını seyircisi
büyük dinleyici kitlesi çekmek Verb
bir dinleyici kitlesini büyülemek Verb
film seyircisi
dikkatle dinleyen bir dinleyici topluluğu bulmak Verb
bir müzik yapıtının ilk çalınışı
dinleyicileri etkilemek Verb
dinleyicilerle iletişim kurmak Verb
huzura kabul etmek Verb
bir sahne oyuncusunun seyirciyi büyülemesi
dinleyicilerin dikkatinıçekmek Verb
ilgi duyan seyirci ve dinleyici kitlesi
bir konuşmacıyı dinleyicilere tanıtmak Verb
bir dinleyici kitlesinin ilgisini çekmek Verb
bir toplantıdan ayrılanlar
dergi okuyucuları Noun
dinleyici kitlesi
sinema izleyicileri Noun
belirli bir süre içinde bir iletişim medyası tarafından kendilerine ulaşılmış kişiler ya da hane halkları sayısı
gazete okuyucusu
bu kişilerin evinde oturanları kapsamaz
bir gazete ya da dergiyi ilk satın alandan ya da aboneden sonra okuyan toplam insan sayısı
seyircinin alkışı
dinleyicileri memnun etmek Verb
bir gazete ya da derginin kapsamına göz atmış kişiler
bir gazete ya da derginin kapsamının yöneltildiği kişiler
bir dergi ya da gazetenin okunmak üzere satıldığı ya da teslim edildiği kişiler ya da yerler
özel görüşme
herkese açık görüşme
seyirci kalitesi
dinleyici kalitesi
radyo dinleyicisi
birini huzura kabul etmek Verb
seyircilere göstermek Verb
görüşme talebinde bulunmak Verb
ikincil okuyucular (bir dergi ya da gazetenin kendilerine yönelik olan kişilerin dışında kalan okuyucuları Noun
seçkin dinleyici kitlesi
az dinleyici
daimi seyirci
dinleyicilerden tepki almak Verb
figüranlar
cana yakın dinleyici kitlesi
bir oyunu halkın zevkine göre sahneye koymak Verb
dinleyicilerin düzeyine inerek konuşmak Verb
hedef kitle Noun, Advertising
hedef izleyici kitlesi Noun, Advertising
hedef kitle Noun
televizyon seyircisi
toplantıda hazır bulunanlar
seyirciler
dinleyiciler
(US) tiyatro seyircisi
(Br) tiyatro seyircisi
az seyirci
bir dergi ya da gazetenin tüm okuyucu kitlesi
(televizyon ve radyo anketlerinde) on dakikalık bir programın en az beş dakikasını izlemiş olduğu tahmin
edilen izleyicilerin sayısını yansıtan rakam
belirli bir süre içinde bir radyo ya da televizyon reklamı
görünmeyen radyo dinleyicisi
televizyon seyircisi
seyirci ve dinleyicilerin alkışıni almak Verb
seyirci ve dinleyicilerin alkışını almak Verb
heyecana kapılan dinleyici kitlesi
dinleyiciler birikimi
seyirciler birikimi
okuyucular birikimi
dinleyici dikkati
dinleyici salonu
cazip propaganda ortamı yaratan
resmi kabul salonu
dinleyici salonu
herhangi bir medya karşısındaki bir insan grubunun niteliklerine göre sınıflandırılması
genellikle demografik yönden
dinleyicilerin yapısı
dinleyicilerin bileşimi
okurlar hakkında veriler
bir program sırasında dinleyici ya da izleyicilerin kazanılması ya da kaybedilmesi
halkın gösterdiği ilgi
bir toplantıya katılan halkın kalitesinin ölçülmesi
birinin huzura kabul edilmesi Noun
toplantıya katılma
televizyon ya da radyo stüdyosunda hazır bulunanların da gösteriye katıldıkları program
dinleyicilerin bileşimi
(TV) dinleyici topluluğunun sınıflandırılması
(TV) dinleyici topluluğunun ölçülmesi
(TV) dinleyici ve okuyucu analizi
toplantı/duruşma odası/salonu.
radyo (televizyon) programlarına dinleyici
seyirci katılımı sayısı
başbakanla konuşmak Verb
gazete okuyucu sayısı ölçümü
arz odası Noun