ayni zamanda

Turkish-English Phrases

aynı zamanda
backwardation
aynı zamanda
also
aynı zamanda
downstick
aynı zamanda
simultaneously Adverb
aynı zamanda
equally Adverb
aynı zamanda
concurrently Adverb
aynı zamanda
at the same time
aynı zamanda
concurrently with
aynı zamanda birden çok gazetede çıkan makale
syndicated article
aynı zamanda davanın konusuyla da ilgili davalar sınıfına ilişkin kaza yetkisi
jurisdiction over the subject matter
aynı zamanda gerekli olan koşul
concomitant requirement
aynı zamanda meydana gelmek
to coincide Verb
aynı zamanda olmayan
asynchronous Adjective
aynı zamanda pek çok yerde birden olma
ubiquity Noun
aynı zamanda teşekkül ettiği farz olunan kaya tabakaları
group Noun
aynı zamanda uygulamak
to application concurrently Verb
aynı zamanda var olan
coeval
aynı zamanda yer alan
contemporaneous Adjective
aynı zamanda yer alan olaylar
contemporary events Noun
aynı zamanda yer almak
to synchronize Verb
bu terim aynı zamanda
asset management
iki devlet dairesinde aynı zamanda görev yapma
dual office holding
iki kişiyle aynı zamanda evli olan
bigamist
iki kişiyle aynı zamanda evlilik
bigamous
ile aynı zamanda
comtemporaneously with
karşılıklı borçların aynı zamanda yerine getirildiği akit
concurrent covenant
Turkish-English phrases from Zargan's own database