bırakmak

Turkish-English Translation

  1. Verb, Law to quitclaim
  2. abandon
  3. cheese
  4. deposit
  5. park
  6. forgo
  7. Verb to call off
  8. let
  9. Verb to cease
  10. Verb to cede
  11. Verb to desert
  12. Verb to desist
  13. Verb to devolve
  14. Verb to dismiss
  15. Verb to ditch
  16. Verb to expose goods for sale
  17. Verb to forgo
  18. Verb to get out of
  19. Verb to give over to
  20. Verb to give up
  21. Verb to let have
  22. Verb to omit
  23. Verb to permit
  24. Verb to reposit
  25. Verb to resign
  26. Verb to vacate
  27. Verb to quit
  28. Verb to abandon
  29. Verb to let go off
  30. Verb to relinquish
  31. Verb (beard) to grow
  32. Verb (examination) to fail a student
  33. Verb to put down
  34. Verb to deposit
  35. Verb to entrust
  36. Verb to bequeath
  37. Verb to put off
  38. Verb to postpone
  39. lay
  40. Verb to drop
  41. Verb to drop out
  42. Verb to give over
  43. Verb to leave
  44. Verb to leave off
  45. Verb to let
  46. Verb to let go
  47. Verb to place
  48. Verb to put
  49. Verb to release
  50. part with
  51. lay upon
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(birini) ortada bırakmak
to bail on someone Verb
(birini) yüzüstü bırakmak
to bail on someone Verb
cezasız bırakma
impunity Noun, Criminal Law
hükmün açıklanmasının geriye bırakılması
suspension of the pronouncement of a judgement Noun, Criminal Law
iz bırakmayan
non-marking Adjective, Plastics-Rubber
kefaletle serbest bırakma
release on bail Noun, Law
silahları bırakma
laying down arms Noun, Politics-Intl. Relations
zeminde iz bırakmayan
non-marking Adjective, Plastics-Rubber
...'i bırakmak
to let go of ... Verb
abonmanı bırakmak
to drop one's subscription Verb
abonmanını bırakmak
to withdraw one's subscription Verb
aç bırakmak
to famish Verb
aç bırakmak
to hunger Verb
aç bırakmak
to starve sb Verb
açık bırakmak
to hold open an offer Verb
açıkta bırakmak
to leave out Verb
arkada bırakmak
to leave behind Verb
artık bırakmak
to leave over Verb
başarısız bırakmak
to defy Verb
başkanlığı bırakmak
to pass on the administration leadership Verb
başkanlığı bırakmak
to pass the chair Verb
birini bırakmak
to release your grip on someone Verb
birini bırakmak
to release your hold on someone Verb
birşeyi bırakmak
to do away with something Verb
birşeyi bırakmak
to let go of something Verb
birşeyi bırakmak
to get out of something Verb
birşeyi bırakmak
to put aside something Verb
boş bırakmak
to leave void Verb
boş bırakmak
to leave a blank Verb
boş bırakmak
to desolate Verb
çalışmayı bırakmak
to cease work Verb
çalışmayı bırakmak
to call it a day Verb
dışarda bırakmak
to preclude Verb
dışarıda bırakmak
to drop Verb
dışarıda bırakmak
to except Verb
eleştiriyi bırakmak
to desist from criticism Verb
elinden bırakmak
to drop Verb
elinden bırakmak
to unhand Verb
evlat bırakmak
to leave issue Verb
freni bırakmak
to release the brake Verb
gebe bırakmak
to get with child Verb
gebe bırakmak
to make pregnant Verb
geri bırakmak
to postpone Verb
geri bırakmak
to hold over Verb
geride bırakmak
to have the heels of sb Verb
geriye bırakmak
to retard Verb
gıdasız bırakmak
to undernourish Verb
görevi bırakmak
to stand down Verb, Central Government
gururu bırakmak
to cast pride to the winds Verb
haber bırakmak
to leave word Verb
halsiz bırakmak
to prostrate Verb
hamile bırakmak
to get with child Verb
hamile bırakmak
to she is expecting Verb
havada bırakmak
to leave in the air Verb
hayran bırakmak
to bewitch Verb
hayran bırakmak
to attract Verb
hayran bırakmak
to amaze Verb
hayran bırakmak
to fascinate Verb
hayrette bırakmak
to mesmerise Verb
hayrette bırakmak
to bewilder Verb
hükümsüz bırakmak
to blue pencil Verb
imalatı bırakmak
to discontinue the manufacture Verb
intiba bırakmak
to make an impression on sb Verb
iş bırakmak
to strike Verb
işi bırakmak
to walk out Verb
işi bırakmak
to cease work Verb
işi bırakmak
to give up business Verb
işi bırakmak
to throw up a frost Verb
işi bırakmak
to quit Verb
işi bırakmak
to quit business Verb
işini bırakmak
to leave one's situation Verb
işini bırakmak
to give up one's business Verb
işini bırakmak
to give up one's job Verb
işini bırakmak
to drop one's work Verb
işini bırakmak
to quit one's job Verb
işini bırakmak
to put down one's occupation Verb
israfı bırakmak
to do away with wasteful expenditure Verb
iz bırakmak
to trail Verb
izlenim bırakmak
to impress Verb
izlenim bırakmak
to leave impression Verb
izlenim bırakmak
to make an impression Verb
izlenim bırakmak
to give an impression Verb
kâr bırakmak
to lease a profit Verb
kâr bırakmak
to wash its face Verb
kâr bırakmak
to leave a profit Verb
kartvizitini bırakmak
to leave one's card on sb Verb
kendini bırakmak
to surrender Verb
kendini bırakmak
to abandon Verb
kendini bırakmak
to let yourself go Verb
kesip bırakmak
to cut back Verb
marj bırakmak
to leave a margin Verb
marj bırakmak
to make margin Verb
maruz bırakmak
to expose Verb
mecalsiz bırakmak
to enfeeble Verb
mesaj bırakmak
to leave a message Verb
mesleğini bırakmak
to end one's career Verb
mevkiini bırakmak
to relinguish office Verb
meydanda bırakmak
to leave someone out int the open Verb
miras bırakmak
to bequeath a legacy Verb
miras bırakmak
to leave Verb
müeyyideleri bırakmak
to recede from sanctions Verb
oyunu bırakmak
to throw up one's cards Verb
özgür bırakmak
to free Verb
rahat bırakmak
to back off Verb
rahat bırakmak
to let alone
rehin bırakmak
to make a deposit Verb
serbest bırakmak
to unloose Verb
serbest bırakmak
to disengage Verb
serbest bırakmak
to let loose Verb
serbest bırakmak
to liberate Verb
serbest bırakmak
to set someone foq Verb
serbest bırakmak
to turn loose Verb
serbest bırakmak
to give a free run Verb
serbest bırakmak
to deallocate Verb, Information Technology
serbest bırakmak
to cut adrift Verb
serbest bırakmak
to affranchise Verb
serbest bırakmak
to set free Verb
serbest bırakmak
to leave at liberty Verb
sigarayı bırakmak
to forsake smoking Verb
sigarayı bırakmak
to leave off smoking Verb
sigarayı bırakmak
to quit smoking Verb
silahları bırakmak
to lay down one's arms Verb
silahları bırakmak
to lay down arms Verb
silahlarını bırakmak
to lay down one's arms Verb
sonraya bırakmak
to leave Verb
sonraya bırakmak
to delay Verb
sürükleyip bırakmak
to drag and drop Verb, Information Technology
sürüncemede bırakmak
to put on the shelf Verb
tadında bırakmak
not to overdo sth
tahkikatı bırakmak
to drop investigations Verb
takibata bırakmak
to close the proceedings Verb
tarafsızlığını bırakmak
to come off the fence Verb
temsilciliği bırakmak
to resign the representation Verb
tutanakta bırakmak
to leave on record Verb
vasiyetle bırakmak
to bequeath Verb
vasiyetname bırakmak
to leave in one's testament Verb
viran bırakmak
to desolate Verb
yarıda bırakmak
to discontinue Verb
yazışmayı bırakmak
to discontinue a correspondence Verb
yoksun bırakmak
to bereave Verb
yoksun bırakmak
to exclude Verb
yüzüstü bırakmak
to abandon Verb
yüzüstü bırakmak
to neglect Verb
yüzüstü bırakmak
to rat a party Verb
zorda bırakmak
to lumber Verb
zorunda bırakmak
to force Verb
bırakmak (fare)
drop Information Technology
bırakmak (özgür)
release Information Technology
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tutmaktan vazgeçip tutmaz olmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.