az gelişmişlik
Noun, Economics
geri kalmışlık
Noun, Economics
ekonomik geri kalmışlık
Noun, Economics
bölgesel geri kalmışlık
Noun, Economics
elinden geldiği kadar, gücü yettiği kadar.
I would always bend over backward = backwards to help him in any possible way: Ona daima elimden gelen yardımı yaparım.
mükemmel anlamak/bilmek, en ince ayrıntılarına kadar bilmek.
I've always been over it so many times that I know it backward = backwards: O kadar tekrarladım ki artık en ince ayrıntılarına kadar biliyorum.
(bir şeyi telâfi için) aşırı/fazla ileri gitmek, bütün gayretini sarfetmek, elinden geleni yapmak.
He leans over backward to prove that he is innocent.
harfleri ters yazmak
Verb
geri kalmış bölgeler
Noun
geriye doğru eğik arz eğrisi
geri ülke
Noun, Sociology
mal tedarikini garantiye almak için
bir ürün veya hizmetin dağıtımcısı veya perakendecisi tarafından bir ana tedarikçi firma veya üretici
tarafından iktisap edilmesi veya devralınması ya
bir hammadde tedarikçi firmasının bir üretici tarafından devralınması
geriye doğru kurtarma (onarma
huzurdan geri geri giderek çıkmak
Verb
geri kalmış bir ülkede tarımı düzeltmek
Verb
tornistan
Maritime Traffic