baggage

  1. Noun bagaj, yolcu eşyası.
  2. Noun ordu ağırlığı.
  3. Noun orospu, fahişe.
  4. Noun hafifmeşrep/hoppa kadın.
  5. Noun ihtiyar/çirkin kadın, cadı, cadaloz.
    You silly old baggage: Seni sersem moruk cadı!
  6. Noun şen/şuh/işvebaz/fettan genç kız/kadın,
    argo fındık kurdu.
    She's a cute little baggage:
    Sevimli, şen, fettan bir kız/kadındır.
(US) bagajını emaneten teslim etmek Verb
bagajını teslim etmek Verb
bagajıni teslim etmek Verb
bagajını teslim almak Verb
(Br) valize etiket takmak Verb
valize etiket takmak Verb
yolcu beraberindeki valiz
yolcu beraberinde bagaj
yolcu beraberinde valiz
(US) uçakla taşınan eşya
(a) pılı pırtı.
pack up bag and baggage: pılıyı pırtıyı toplamak.
They threw her out of house
bag and baggage. (b) toptan, tamamen, tümüyle, topu birden.
The equipment had disappeared, bag and baggage, without a trace: Cihazların topu birden bir iz bırakmadan yok oluverdi.
pılı pırtı Noun
yolcunun yanına aldığı bagaj
(US) el çantası Noun
el bagajı
bagajını teslim etmek Verb
yollanmak üzere teslim alınan bagaj
(US) bagaj kontrolü
valizlerin yolculuktan önce ilgililere teslimi
bagajı teslim etmek Verb
valiz kontrolü
bagajı açıp tetkik etmek Verb
(gümrük memuru) bagajı açıp tetkik etmek Verb
fazla bagaj
(US) fazla bagaj
(US) el çantası Noun
ağır valiz
ağır bagaj
valiz sorumluluğu
(US) valiz sorumluluğu
(US) valiz kaybı
müsaade edilen ağırlıktan daha ağır gelen bagaj
pılı pırtısını toplamak Verb
(US) yolcu bagajı
(US) el çantası Noun
kayıtlı bagaj
bagaja göz kulak olmak Verb
bagajın icabına bakmak Verb
(US) bagaj göndermek Verb
bagajı göndermek Verb
(US) kontrol edilmemiş bagaj
bagaj acentası Noun
yük vagonu.
bagaj bileti
bagaj konveyörü Noun, Transport
bagaj alım konveyörü Noun, Transport
bagaj taşıyıcı
bagaj kapağı
bagaj arabası Noun
bagaj bileti
bagaj kontrolu
bagaj kontrolü
bagaj kontrol
emanetçi
bagaj alımı Aviation Industry
bagajları veren memur
bagaj veren
bagajları dağıtan memur
bagajların teslim edildiği peyke
bagajın teslim edildiği peyke
yolcunun gümrük izni alması için doldurduğu form
bagaj beyanı
bagaj teslimi
bagaj teslim yeri
bagaj gönderme
bulunmuş kaybolan bagajın gönderilmiş olması
bulunmuş kaybolan bagajın yolda olması
bagajların gümrük memurlarınca tetkiki
bagaj odası Noun
bagaj sevkıyatıyla ilgilenen memur
bagaj sevkiyatıyla ilgilenen memur
(US) valiz sigortası Noun
valiz sigortası Noun
bagaj sigortası Noun
(US) valiz yaftası Noun
bagaj etiketi
(US) valiz etiketi
valiz etiketi
bagaj etiketi tutucusu
yolcunun yolculuk sırasında yaptığı ödenmemiş masraflar karşılığı olarak yolcu bagajı üzerinde taşıyıcının el koyma hakkı
bagaj kaybı
bagaj hamalı
bagaj memuru
gemide bagaj memuru
bagaj bürosu Noun
bagaj bürosu yetkilisi
(US) bagaj dağıtım yeri
bagaj peronu
bagaj sigortası poliçesi
bagaj sigorta poliçesi
bagaj hamalı
paket rafı
bagaj rafı
trenlerde bagaj konan raf
emanet yeri
ayrıntılı beyana konu olmadan
her an gümrükçe denetlenebilecek bir durumda bavulların karaya indirilebilme ya da özellikle gümrüğe
tabi mallar olması koşuluyla bazı malların güvert
bagaj etiketi
bagaj teslim pusulası
valiz bileti
kayıp bagajın aranması
marşandiz
yük treni
yük kamyonu
valiz taşıyan kamyon
bagaj vagonu
bagajı yanında taşımak Verb
bagajı yanında taşımak Verb
(US) Br bagajın emanet edilmesi
bagaj fazlası ücreti ödemiş olan yolcuya taşımacının verdiği makbuz
(US) yolcunun birlikte götüreceği ücretsiz yük
ücretsiz bagaj haddi
(US) Br fazla bagaj
bagajı istasyona götürmek Verb
(US) topyekûn yolcu bagajları sigortası Noun
toplu turist bagajları sigortası Noun
(Br) toplu turist bagajları sigortası Noun